Hakkında
Diplomat, yazar İskender Nafiz Ohri 1909 yılında Manastır'da (Yugoslavya) doğdu.1931 yılında Galatasaray Lisesi'nden, 1934 yılında Mülkiye'den mezun oldu. Aynı yıl Maliye Vekaleti'nde devlet hizmetine başladı. 1935 yılında açılan bir imtihanı kazanarak Fransa'ya gitti. "Ecole Libre des Sciences Politiques'in Maliye Şubesi'ni bitirdi. Yurda dönüşünde sırasıyla; Muhasebat Umum Müdürlüğü Şube Müdür Muavinliği, Hazine Umum Müdür Kontrolörlüğü, Mali Kontrol Şubesi önce Müdür Muavinliği sonra Müdürlüğü, İstanbul Kambiyo Müdür Muavinliği ve Müdürlüğü görevlerinde bulundu. 1953'te İstanbul Menkul Kıymetler Borsası Komiserliğine getirildi. Emekliliğine kadar bu görevde bulundu. İskender Ohri tarih incelemeleri ve edebiyatın hikaye türü ile ilgilendi. Bunların çok azı kitap halinde basılmıştır.
Barem Kanunları (1945), Aşktan da Yüce (1971), Yurdumuzun Öyküsü (1978), Anadolu'nun Öyküsü (1979)
Tam adı:
İskender Nafiz Ohri
Unvan:
Türk Diplomat, Yazar
Doğum:
Manastır, Yugoslavya, 1909
Okurlar
3 okur beğendi.
33 okur okudu.
8 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Sözler ve Alıntılar
"Bütün bu acı anıların özeti: savaşlar, yenilgiler ve şehitlerdi... Arada bir görünüp parıldıyan bir kış güneşi gibi, bütün bu savaş yılları boyunca, ışıldayan birkaç anı vardı sadece... Bunca acılarla dolu ve boşuna akmış olan o geçmiş günleri anımsadıkça üzülür, sinirlenirdi."
Sayfa 42 - İstanbul: Baha Matbaası, 1971.Kitabı okudu
"İstanbul, Müslüman Türk ulusunun yeryüzünde görülmemiş derecede mimari ile maneviyatı birleştirerek, doğa güzelliğiyle imanı kaynaştırarak inşa ettiği, adeta bir vücut şehri değil bir ruh şehridir. Her köşesi, kendine özgü güzellikleriyle bir başka coğrafya gibidir. Bu tarih ve eşsiz güzelliklerle dolu şehrin masmavi göğünde, içilen berrak ve şifalı suyunda, ışıldayan denizinde, velhasıl herşeyinde bir şiir parıltısı, insanı heyecanlandıran kanatlarında havalandıracak bir esinti var sanki..."
Sayfa 107 - İstanbul: Baha Matbaası, 1971.Kitabı okudu
"Aşığı olduğu İstanbul'un her yerini, türlü anılarıyla bilirdi. Yerine göre tarihimiz, dilimiz, mimarlığımız, müziğimiz ve yazı sanatımızdan, dinleyenleri şaşırtan görüşlerle söz ederdi. Hele İstanbul'u, mazi ve tarih sinmiş o Türk ve Müslüman semtleri gezmeyi sever ve anlatmaya da bayılırdı. Güzel yüzünde tatlı ve haz dolu bir ışıltı, gözlerinde yumuşak, kimi de eski şanlı çağın özlemini belirten bir parıltı, sıcak ve yumuşak, kimi zaman birden coşup yükselen bir sesle, o semtleri ve onlarla ilgili tarihi olayları, bir ressam gibi gözlerinin önünde canlandırarak anlatırdı."
Sayfa 106 - İstanbul: Baha Matbaası, 1971.Kitabı okudu
Doğu uygarlıklarının hepsi halka dayanarak doğmuş ve hepsi halktan koparak batmıştır. Osmanlının halka dayanarak kurduğu yaman devlet, Bizans’ı halktan koptuğu için bir vuruşta yıkmış, o da halktan koptukça kısırlaşıp batmıştır.
Doğu Uygarlığı:
Doğu uygarlığı hayatın her alanına, üste baaş giyilenlerden okullara ve devlet rejimine kadar, her şeyin din geleneğinden gelen kurallara bulayan bir sistemdir.
Sayfa 168Kitabı okudu
İletiler
Henüz kayıt yok
Yorumlar ve İncelemeler
