İhtiyar, bir insanın sâhip olabileceği maddî imkânları çoktan unutmuşa benziyordu. Âdeta bu şekilde dünyaya gelmiş gibi yüzünde gençlikten ve olgunluk yıllarından hiçbir iz ve işaret kalmamıştı. Gözleri, gördüğü manzaraları ve yaşadığı halleri görmek istemiyormuş gibi, kırk kat kuru derinin arasına sarılarak iyice çukurlarına çekilmişti. Yine de gözdü işte. Görecekti. Gördüğüne bin pişman olsa da görecekti.
Sayfa 148