İnsan hala çevresinin kölesidir fakat bu çevre artık tabiatın ona en başta bahsettiği değil bizzat insanın yarattığı çevredir. Tabiat insanı eskiden kırbaçla cezalandırıyordu; bugün ise teknoloji onu akreple cezalandırmaktadır.
Kuruyan otta tat olmaz,
Boş ilikte yağ olmaz,
Yaşlının söylediği söz sayılmaz.
Kuruyan otta tat olsa,
Boş ilikte yağ olda,
Yaşlı kişi de bet olsa,
Yaşlının söylediği söz sayılsa,
Kubugul’u şah, bugünde sen,
Ay balam,
Kovmayı bilmez, kovarsın
"Eğitim, toplumsal hayata henüz hazır olmayanlara yetişkin kuşaklar tarafından uygulanan bir etkidir. Amacı, çocukta (ya da bireyde) hem bir bütün olarak siyasal toplumun, hem de bireyin bağlı olduğu iş çevresinin kendinden istediği belirli sayıda fiziksel, entelektüel ve moral (ahlâki) yetenekleri meydana getirmek ve geliştirmektir." (Durkheim, 1956, s.21)
"Okul artık okumak isteyen insanlara yetmiyor, okumak isteyenler okullara sığmıyor. Öğretecek insanlar yeterli değil. Diplomalar hiçbir işe yaramıyor. Çalışma hayatı okulların ürünlerinden şikâyetçi."
İbn-i Haldun: "İnsanların toplu halde, toplum halinde yaşama mecburiyetini Tanrı'nın insan bekasını ve insan cinsini korumasının hikmetleri arasında tanımlar."
Baskı altında yetişen çocuklar dürüst ve açık fikirli insanlar olmak yerine, cezalandırılma korkusu altında şahsiyetleri ezilmiş, ikiyüzlü, zayıf kişilikli ve hilekâr tipler haline gelirler. Zamanla bu davranışlar onlarda bir alışkanlık ve karakter şeklini alır.