Yeryüzünde ve bütün alemlerde her şey aslında bir tür enerjidir. Ses de büyük bir titreşim taşır. Ve bazen tek bir kelime bile, tıpkı suya düşen bir damlanın büyük bir dalga oluşturması gibi inanılmaz bir enerjinin doğmasına neden olabilir. Hayatta her şey birbirine bağlıdır. Ve asla unutma; kelimeler sihirlidir. O yüzden ağızdan çıkacak her harfe dikkat et, sandığından çok daha büyük bir şeyi tetikliyor olabilirsin. Duanın bu kadar güçlü olmasının nedeni de aynı şey. Söz ağızdan bir kere çıkar ve evrende yepyeni bir döngü başlatır.
"Saat dört, yoksun
Saat beş, yok.
Altı, yedi, ertesi gün, daha ertesi ve belki kim bilir?
Kitap okurum
İçinde sen varsın
Şarkı dinlerim, içinde sen
Oturdum ekmeğimi yerim
Karşımda sen oturursun
Çalışırım, karşımda sen..."
Hayata dair yegâne ezberim, hayata dair hiçbir ezber olamayacağıdır. Ne zaman ‘Tamam artık farkındayım vaziyetin’ dersen, bu büyülü mucizevi oyun seni baştan aşağı şaşırtır, yanıltır. Bana sorarsan çok da kural dayatmaya kalkma hayata çünkü o sana mutlaka bildiğini, dilediği gibi yaşatır. Fakat ağlamadıysan da yitip gitmiş bir sevdanın arkasından, yanmadıysa yüreğin en sevdiğinin gözlerinin içine baka baka söylediği o yalandan, sorarım sana bu hayat mıdır?
Hangi işi yaptığının, hangi meslek grubundan olduğunun hiç önemi yok. Ne iş yaprsan yap, sen sen ol elinden gelenin en iyisini yapmaya bak. Etrafındakilere kulak asma çünkü onlar her şekilde seni aşağıya çekmeye çalışacaklar. İntikam mı almak istiyorsun; o zaman yaptıın işte çıtayı en yukarıya koy ve ne yap et mutlaka başar. Asla vazgeçme, sakın pes etme ve unutma ki gün ışığı saklı, karanlığın en yoğun olduğu o yerde...