Çin ABD ekonomisini yakalayacak mıdır? İlk olarak, yüksek büyüme oranları tarafından aldatılmayın. ABD ekonomisi hiçbir zaman Çin ekonomisinin şimdi büyüdüğü kadar hızlı büyümedi. ABD ve Çin ekonomileri farklı. Çin iktisatçıların "yakalama-büyümesi" dediği şeyi tecrübe ediyor. Çin fakir, izole edilmiş ve disfonksiyonel bir ekonomiye sahipti. Şimdi, diğer ülkelerde kullanılmış iyi iş pratiklerini, kurumları ve teknolojik yenilikleri taklit edebilir. Bu sayede çok hızlı büyümektedir.
ABD ekonomik olarak öndedir. Yakalama-büyümesinden yararlanamaz. Yakalayacağı hiçbir yer yoktur. Büyümek için diğerlerini taklit edemez. Yeni fikirler ve teknolojiler geliştirmek zorundadır.
Liberteryenler (şunu) söyler: Eğer İran devletinin niçin Amerika'dan nefret ettiğini bilmek istiyorsanız, Orta Doğu'ya Amerikan müdahalelerinin tarihini okuyun. ABD'nin baskıcı diktatörlükleri nasıl desteklediğini okuyun. Amerikan askeri üslerinin İran'ı her taraftan sardığına dikkat edin. ABD askeriyesinin "stratejik çıkarların" peşinde koşarken öldürdüğü çocuklarla ilgili gazete haberlerini okuyun. Örneğin, benim bu satırları yazdığım gün, NATO güçleri Mganistan'da en az 8 çocuğu öldürdü. (Rus bomhacıları terörizmle kavga adına sizin çocuklarınızı öldürseydi ne yapardınız? En azından hayatınızı intikama adamayı düşünmez miydiniz?)
Göç sınırlamalarını savunanlar ilk görüşte bu tür sınırlamaların kötü (zararlı) görüneceğini kabul edebilirler. Ancak, sınırlamaların haklılaştırılabileceğini ileri sürerler. Aşağıdaki noktaları ileri sürerler:
1. Serbest göç yerli kültüre zarar verebilir ve onu tahrip edebilir.
2. Serbest göç ülkede-doğmuş işçilerin ücretlerini azaltır.
3. Serbest göç çok suça sebep olur.
4. Göçmenler çok fazla refah hizmeti tüketecektir.
Liberteryenler der ki, ilk endişe, gerçek bile olsa, dünyanın fakirlerini yoksulluğa, ıstıraba ve ölüme mahkum etmeyi haklılaştırmaya yetecek kadar güçlü bir endişe değildir.
Bazı liberteryenler refah devletlerinin gayri adil olduğunu iddia ederler. Refah devletleri çoğu zaman parayı çalışkan ve sorumlu insanlardan çalışkan olmayan ve sorumsuz insanlara transfer eder. Mesela, emekliliğim için bir köşeye para ayırırım. Bu münasebetle mevcut tüketimi ertelerim ve arzularımın birçoğunu ihmal ederim. Şimdi refah talep eden emekIilerin çoğu bunu yapmış olabilirdi, fakat bazıları yapmamayı seçti. Bunlar kendilerini desteklemek için gerekli araçlardan mahrumdurlar çünkü sorumsuzdurlar. Paralarını yeni arabalara, tatillere ve ihtiyaçları olmayan diğer şeylere harcadılar.
Züğürt emekli oldukları zaman, diğer çalışan insanların onlara (destek) sağlamasını talep etmemeliler.
Felsefeci David Schınidtz'in dediği gibi, güneşsiz yaşayamam, fakat bu bana güneşin herhangi bir hizmette bulunması değildir. Güneşin var olmasına metaforik anlamda minnettarım, fakat güneşe bir borcum yok.
Liberteryenler mecburi askerliğin bir tür kölelik olduğuna inanırlar. Mecburi askerlik sisteminde, bir özgür kişi -bir süre için- aynen devletin mülkü gibi olur. Şüphesiz, devlet mecburi askerlik yapanları satın alamaz veya satamaz mecburi askerlik yapanlar birçok haklarını ellerinde tutarlar, (Romalı ve Yunan kölelerin de birçok haklara sahip olduklarına dikkat edin). Fakat devlet zorla askere alınmış askerleri diğerlerinin onları öldürmeye çalışacağı yerlere gönderir. Onları iğrendikleri davalar için dövüşmeye zorlar. Onları masumları öldürmeye zorlar.
Liberteryenler, devletin bir aşk türünün diğer aşk türlerinden daha onurlu ve daha fazla korumaya değer olduğunu belirleme yetkisine sahip olmadığını düşünürler.