Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Jean le Rond d'Alembert

8.3/10
9 Kişi
38
Okunma
5
Beğeni
1.748
Görüntülenme

Jean le Rond d'Alembert Sözleri ve Alıntıları

Jean le Rond d'Alembert sözleri ve alıntılarını, Jean le Rond d'Alembert kitap alıntılarını, Jean le Rond d'Alembert en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hoşgörüsüzlük
Bizden farklı düşünenin başından tek bir saç teli koparılabiliyorsa, kafası da koparılabilir; çünkü haksızlık sınır diye bir şey tanımaz yapılabilen kötülüğün derecesini, ya menfaat, ya da bağnazlık ya içinde bulunulan an, durum ve koşullar belirleyecektir.
Sayfa 305 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ne var ki bazı konuları aydınlatan yeni bir ışık, bazılarını görünmez kılan yeni bir karanlık olurken, aynı zamanda bu, tıpkı okyanusların kabarması ve alçalmasıyla oluşan fiziki çalkantıların denizdeki bazı maddeleri kıyıya sürüklemesi ve diğerlerini oradan uzaklaştırması gibi, zihindeki aynı genel kaynaşmanın bir sonucu ya da uzantısıdır.
Reklam
Niçin cimriliğe, nankörlüğe, kalleşlik ve mutsuzluğa karşı hiçbir müdahalede bulunulmuyor? Az bir yardımla kurtarabileceği bir yurttaşı sefaletin pençesinde ölüme terk eden biri, aşağı yukarı bu zavallıyı her gün yavaş bir ölümle cezalandıran toplumla aynı oranda suçlu sayılmaz mı? Şu halde, niçin yasalar ona iyi davranacakmış ki? Yasaların kanıtlayamadığı yollarla zengin olmuş bu cimrinin edindiği malı ondan çekip alarak başkalarına veremeyen bir yasa ne işe yarayabilir?
Eğitimin önemli noktalarından ve aynı zamanda en zorlu yanlarından biri, çocuklara yetişkinlerin yargılarına ne dereceye kadar kulak kabartmaları gerektiğini öğretmektir. Çünkü aşırı duyarsızlık insanı hain yapabileceği gibi, aşırı duyarlılık da mutsuzluğa itebilir onu.
Sayfa 116Kitabı okudu
Lüks tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur!
Lüks tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur, lüksün oluştuğu her yerde toplumun bir üyesi acı çeker, ama hiç kimse onun varlığından haberdar olmaz. Bu yüzden de lükse izin verilen yönetim ve ülkelerde -adaletten ve insanlıktan geriye pek bir şey kalmadığından- hiçbir şeye karşı konamaz, dahası bundan öcü gibi korkulur. Burada yalnızca lüksün sivil kötülüklerinden ve onun toplumda ürettiği urlardan söz ediyoruz; bu kötü eğilim, eğer bir de, salt kişisel kötülüklerle birleşirse ne olacaktır; bu kötülüğün neden olduğu erdemsizlikler ya da lüksten yoksun bırakılanlarda gözlemlenen huzursuzluklar gün gelip insanların ruhlarını, zekâlarını ve bedenlerini kızıştırdığında ne olacaktır? İşte sözünü ettiğimiz başlıca huzursuzluk kaynakları bunlardır. Oysaki vatan aşkı, kendini savunmanın ateşli çabası, özgürlük ve yücelik ruhu eğer bir ulus için onurlu şeylerse, lüks o ulusta küçümsenecek ya da yasaklanacaktır; lüks, cumhuriyetlerin felaketi ve zalimlerin işkence aracıdır.
İnsanlar uzun süre düşünmeyi bıraktıkları şeylere bir daha asla geri dönemezler, olsa olsa o konu hakkında sahip oldukları düşünceleri iyi ya da kötü anımsama yoluyla yeniden kurarlar. Dahası, onlar bir görüşün boyunduruğunu kırmakta öylesine zayıftırlar ki bazı noktalarda engellendiklerini hissettikleri andan itibaren geride kalan tüm bilgilerini de kaybederler; çünkü görüş değiştirmekten korkmadıkları gibi, araştırmayla karşılarına dikilen tüm engellerden de kaçmayı seçerler. Bir kez güçlükle karşılaştıklarında artık yeni adımlar atmaktan vazgeçer ve kendilerine özgü cesaretlerinin bir tür ödülü olarak hemen yeni bir sisteme kapılanır, onu kolayca benimserler.
Reklam
Tüm açıklığı içinde gerçeği tanımaya çalışan biri, çok geçmeden az ya da çok, bu gerçeğe yaklaşan şeyleri de ayırt edebilir. Korkulacak tek şey mutlak ve kesin gerçeği aşırı sürdürme alışkanlığıdır; bu, aynı zamanda duyguları da köreltici bir tutumdur. Genellikle canlı bir ışıkla kamaşan gözler, artık zayıf bir ışığı fark edemez olurlar; olsa olsa orada hâlâ içinde bazı bölük pörçük ışıltılar kalmış korkunç koyuluklar görürler. Gerçeği ancak doğrudan doğruya kendisine sunulduğunda tanıyan bir zekâ, sadece onu kendi yakınına geldiğinde tanıyabilen bir zekânın değil, aynı zamanda bu gerçeği tüm çıplaklığıyla içinde duyabilen zekânın da altındadır.
ne yaparsanız yapın halkın sizden nefret etmesine engel olun. eğer ki halk sizden nefret ederse bunu size ödetir.
Zira, insanlar uzun süre düşünmeyi bıraktıkları şeylere bir daha asla geri dönmezler, olsa olsa o konu hakkında sahip oldukları düşünceleri iyi ya da kötü anımsama yoluyla yeniden kurarlar.
Reklam
Bilgilerimizin tarihi, bize sahip olduğumuz zenginlikleri keşfetmemizi sağlamıştır ya da daha ziyade gerçek yoksulluğumuzu.
Kanunların Ruhu'nun yazarı Montesquieu, haklı olarak, devletlerin yaşamı, insanların yaşamı gibidir demişti. İnsanlar, kendilerini doğal koruma durumundaysalar, öldürme hakkına sahiptirler; devletler de, kendilerini korumak için savaşa girişmek hakkına sahiptirler.
Sayfa 375Kitabı okudu
Filozof da akla dayanan her şeyi coşkuyla kucaklar ve akıl böylece, doğal bilgilerimizin tüm yönleri üzerindeki tartışmasız egemenliğini sürdürür; dolayısıyla burada bir tek bilgi türünü tamamıyla felsefenin öğelerinin dışında tutmamız belki de daha doğru olacaktır; bu, vahyedilmiş din kaynaklı bilgilerdir. Gerek konuları, gerek ayırt edici nitelikleri ve bizde doğurdukları inançlar bakımından, bu tür bilgiler kesinlikle insan bilimlerinden farklıdırlar. Pascal'ın da belirttiği gibi, bu bilgiler akıldan ziyade kalp için vardırlar ve yalnızca ilahi girişimlere hazır bir ruhu etkileyen, arıtan canlı bir ışık yayarlar; inanç (foi) Yaradan'ın kendi rızasına göre ihsan ettiği ya da esirgediği altıncı bir histir ve dinin tanıtlanamaz gerçeği, insan bilimlerinin tartışmalı ve çorak gerçeklerinin çok üstündedir, tıpkı her insanın kendi iradesiyle ulaştığı bir ilk gerçek düşüncesinin kendisine sağladığı doğaüstü ve içsel doyumun ikincil gerçeklerin doğasındaki belirsizlik ve bayağılığın çok üstünde olması gibi.
Kolej
Retorikten önce felsefe okutulması da belki daha doğru olacaktır; çünkü yazmaya başlamadan önce düşünmesini öğretmek gereklidir.
Sayfa 324 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.