Post-yapısökümcü bir isim olan Nancy; demokrasi, özgürlük, sanat, dil ve siyaset konularında felsefe yapmaktadır. Düşüncelerinde Martin Heidegger ve Jacques Derrida'nın tesirleri olan filozofun birçok eseri Türkçeye çevrilmiştir.
"Bizler insanız çünkü gitmekteyiz, hiçbir nihai varışın mümkün ya da vaat edilmiş olmadığını bilebileceğimiz, bilmek zorunda olduğumuz bir gidişe, yola çıkışa ayarlıyız."
"Abbas Kiyarüstemi filmlerini izlerken sanki derin bir felsefi yolculuğa çıkıyorum.."
Kirazın tadını aldıktan sonra onu yakın plana aldım büyük üstadın rüzgarına kapılıp ondan çok feyz aldım zeytin ağaçlarının gölgesinde dinlenip çok şiir yazdım ruhumu dinlendirdim velhasıl efendime söyleyeyim bu adamın müptelası olup çıktım ortaya her filmi üzerinde düşünülmeye kafa yormaya çok müsait filmler yapmış gerçekten filmlerinin konusunu seçerken nasıl karar verdiğini oluşum süreçlerini açıkçası kitapta bulamadım kitabın konusuna gelirsek filozof Jean Luc Nancy; Kiyarüsteminin sinemaya hayata ve düşünce dünyasına dair çok iyi ipuçları veriyor ama dik ve taşlı yollardan geçerek bunu anlatmaya çalışıyor yer yer ulusalcılık, sosyal,etnik ve diğer konuları kitaba dahil edip kitabın tadını bozsada genel olarak kitabı çok beğendim bütün filmlerini izleyip bu kitabı okumanızı tavsiye ederim keyifli okumalar.
Ayrıldığın ve vardığın yerde parçalı bir varoluş sergilemek aslında gitmek...
kalmayacak olman ya da alacağın mesafenin büyüklüğü olarak tanımlanman ne kadar insani bir varoluş sergilediğinde alakalı Nancy’ e göre.
Yazar oldukça Zihni’mizi ikna edici tanımlamalar ortaya koymuş olsa bile eser de ölmek bir gitmek değil de yok olmak olarak tanımlanıyor. Tabi yazarın yok olmaktan ya da hiçlikten anladığı şeyle okuyucusunun anladığı şey arasında doğru kestirim yapmak gerekli..
Muhteşem bir kitap, kıtabı ingilizce okudum ancak burda bulamadığım için Türkçesine inceleme yazmak istedim. Tanrı, adalet, aşk ve güzellik kavramlarını felsefik ve psikolojik olarak sorularla incelemektedir. Sorular ve cevaplar kısmı da var buna ek olarak. Dili çok akıcı ve okuyucuyu yormuyor. İngilizcesini geliştirmek isteyenler için de düşünülebilir. Sohbet tarzında olan bu eser insana bu kaçınılmaz kavramlar hakkında farklı bir perspektif katmakta.