-Total futbol, sadece kendileri için değil, takım için de oynayabilenlerin başarabileceği bir şeydi. On futbolcu, topu ayağına alanın ne yaptığını sürekli bilmeli ve ne yapacağını tahmin edebilmeliydi.
-Profesyonel futbol oynayacaksanız o yüzde yüz, her seferinde yeni üçgenlerin belirmesi ve topu ayağına alanın daima iki pas seçeneğinin bulunması yüzünden can alıcıdır. Ancak pası verecek kişinin seçimini belirleyen, üçüncü kişidir. Bu noktada topun nereye gideceğini, topu ayağına alanın değil, topsuz oyuncuların belirlediğinin altını çizmek istiyorum. Pasın hedefini, topsuz oyuncuların koşuları belirler.
Sahada hareketsiz duran oyuncular gördüğümde çıldırmamın sebebi budur. Nazarımda öyle oynamak söz konusu bile edilemez. Top ele geçirildiğinde on bir oyuncu birden hareket halinde, mesafelere ince ayar yapmakla meşgul olmalıdır. Mesele ne kadar koşulduğu değil, nereye koşulduğudur. Sürekli üçgenler yaratmak, top dolaşımının müdahale görmemesi demektir.
Yaşadığınız süre boyunca bir spora ne kadar etkiniz olabilir, neleri değiştirebilirsiniz?
Belki de bu sorunun en net cevabını 1947 yılında Amsterdam'da küçük bir evde doğan Yahudi bir ailenin çocuğu veriyor. Yaptıklarıyla futbola total futbolu kazandıran bu adam aktif futbolu bıraktıktan sonraki dönemde de Barcelona'ya çoğu yıldızın yetiştiği akademiyi, Ajax'a adıyla anılacak olan stadyumu (Amasterdam Arena olarak bilinse de asıl adı Johan Cruijff ArenA şeklindedir) ve Dünya'ya da Cruyff vakfını kazandırıyor.
Tarihin en büyük futbolcularından gösterilen Cruyff'un kendi elinden çıkan bu kitap alelade bir sporcu biyografisinden ziyade kişisel gelişim kitabı gibi. Çünkü Cruyff kitabından kendini nasıl yetiştirdiğini anlatmakla kalmıyor aynı zamanda sorunlarla nasıl başa çıktığını, beklentilerinin aksi durumlara nasıl hazırlıklı olduğunu detaylıca ele alıyor. Cruyff'un doğumuyla başlayan kitap futbolu bıraktıktan sonraki yaşantısı ve oğlu Jordi Cruyff'un babasının cenaze töreninde yaptığı konuşmayla sona eriyor.
Spor, özellikle de futbol konusunda biyografi ve otobiyografileri çok severim. Hem tanıdığımız isimlere daha yakın olabileceğimiz kapıları açarlar hem de sporu ve futbolu geliştirecek fikirleriyle kafamızdaki büyük ışıkları yakarlar. Bu anlamda Johan Cruyff'un biyografik eseri "Benim Oyunum", futbol alanında okuduğum en iyi
Futbolu izlemeyi hepimiz çok seviyoruz ama okumayı pek sevmiyoruz. Hem total futbolun yaratım sürecini ve temel felsefesini hem de Cruyff'un nasıl bir deha olduğunu anlamak açısından oldukça faydalı oldu.