John Agard Gönderileri
John Agard kitaplarını, John Agard sözleri ve alıntılarını, John Agard yazarlarını, John Agard yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kitapların muskat ya da yabancı ülkelerden gelen baharatlar gibi koktuğunu biliyor muydunuz?
Çocukken onları koklamaya bayılırdım.
~Ray Bradbury
Kendi deneyimlerimden öğrendiğim kadarıyla, içinde iyilik bulunan, bu iyiliği geliştirme kabiliyetine ve hırsına sahip olan bütün çocuklar için paranın satın alabileceği en faydalı şey bir halk kütüphanesidir.
Sümerliler bu yere “bellek evi” derlermiş. Mısırlılar “ruhun iyileşme yeri” derlermiş. Tibetliler ise “mücevher okyanusu” adını vermişler.
Kütüphaneden söz ediyorum elbette.
Hayatın bir kil parçası; onu başkalarının şekillendirmesine izin verme.
Çin Seddi… Sekiz Bin Kilometrelik Duvar…
Hayal gücünün duvarlarla sınırlanamayacağını bilmiyordu.
Sayfa 116
Irak’ta savaşın alevleri yükselirken Bağdat’ın antik kütüphanesi de yakılmadı mı?
Sayfa 119
1992’de Saraybosna’da Milli Kütüphane Sırp askerleri tarafından ateşe verildiğinde milyonlarca başka kitapla birlikte yanmadım mı?
Sayfa 118
İkinci Dünya Savaşı şurasında Almanya’nın Nazi’leri beni Avrupa’nın ortasında yaktılar.
Sayfa 118
“Sevdiğim kitaplar
parmak izleri taşıyanlardır,
Biraz tereyağı lekesi olmalı,
arasında bir kırıntı,
Bir kedi bıyığı, birkaç kıvrık köşe,
Bir damla gözyaşı,
kahverengimsi bir iz
(fena halde çaya benzeyen).”
—Grace Nichols
Sayfa 100
İnsanlar beni her yere yanlarında taşıdılar.
Sayfa 97
“Cennet bana hep bir tür
kütüphane gibi gelmiştir.”
—Jorge Luis Borges
Sayfa 108
“Nerede kitaplar yakılıyorsa,
Orada eninde sonunda
İnsanlar da yakılır.”
—Heinrich Heine
Sayfa 118
•Yorulmayan bir makine•
“Kutsal şeyleri örten mührü kıralım ve
Hakikat’e kanatlarını verelim. Böylece
dünyaya gelen her ruhu kazansın,
ama büyük zahmetler harcayarak
elle yazılmak yerine
yorulmayan bir makine sayesinde
rüzgâr gibi çoğalsın.”
—Johannes Gutenberg
Sayfa 76
Matbaa’nın Doğuşu…
On beşinci yüzyılda Almanya’dan gelen haberlere göre Johannes Gutenberg adında bir kuyumcu metalden ürettiği baskı harfleriyle kağıdın üzerine elle yazmaktan çok daha hızlı bir şekilde baskı yapmanın yolunu bulmuştu. Adına da matbaa diyordu.
Sayfa 75