"Uzun süre sustuk. Sonra dedim ki: 'Kaderimizi, bir kaplumbağanın zırhını taşıdığı gibi her yere sırtımızda götürüyoruz. Ne yana dönersek dönelim, ne kadar silkelersek silkeleyelim bizim için belirlenmiş olanı üzerimizden atamıyoruz. Nasıl bir kaplumbağa sırtındaki zırhla yaşamaya mahküm edilmişse her insan da ölene kadar biraz mutluluk, biraz mutsuzluk, umut, düş kırıklığı, sevgi ve nefretle yaşıyor.'"
Sayfa 582 - Yurt Kitap-Yayın Çeviri: Mine ArıbalKitabı okudu