Judith N. Shklar

Judith N. ShklarAdaletsizliğin Veçheleri author
Author
8.0/10
1 People
11
Reads
1
Likes
185
Views

About

Judith Shklar, Judita Nisse adıyla Litvanya’nın Riga kentinde Yahudi bir ailede dünyaya geldi. II. Dünya Savaşı sırasında, 13 yaşındayken ailesiyle Avrupa’dan kaçarak 1941 yılında Kanada’ya yerleşti. McGill Üniversitesi’nde eğitim alan yazar, 1956 yılında Harvard Üniversitesi’ne geldi ve 1971 yılında Harvard’s Government Department’ta kürsü sahibi olan ilk kadın oldu. Adaletsizliğin Veçheleri, felsefe ve politik teori alanında 20. yüzyılın ikinci yarısında önemli bir yere sahip olan Shklar’ın en önemli eserleri arasında sayılmaktadır. Shklar’ın diğer önemli eserleri arasında şunlar sıralanabilir: After Utopia (Ütopyadan Sonra) (1957), Ordinary Vices (Sıradan Kötülükler) (1984), American Citizenship: The Quest for Inclusion (Amerikan Vatandaşlığı: Dahil Olma Üzerine Soruşturma) (1991).
Full name:
Judith Nisse Shklar
Title:
Filozof ve Siyaset Teorisyeni
Birth:
Riga, Letonya, 24 September 1928
Death:
Boston, Massachusetts, ABD, 17 September 1992

Readers

1 readers liked.
11 readers read.
1 readers are reading.
6 readers will read.
1 readers left half.
Reklam

Quotes

See All
Peki vergileri nereye gitti? Bunların kendilerine hiçbir faydası olmayan pahalı bir uzay programına harcanmış olduğu cevabını alabilirler.
Bkz. siyanür faciası
Bir felaket, hangi durumda talihsizlik, hangi durumda adaletsizlik sayılır? ... Yok eğer buna sebebiyet veren art niyetli bir failse, ister insani ister doğaüstü olsun, o zaman bu bir adaletsizliktir ve bu durumda da öfke ve nefretimizi ifade edebiliriz.
Reklam
...intikam tamamen özneldir, ölçülemezdir ve muhtemelen kışkırtılmış bir insan ruhundan gelen bastırılamaz bir dürtüdür. Bu, her bakımdan adaletin tam tersidir ve doğası gereği onunla bağdaşmaz. Yasal adalet, her ne kadar zarar görmüş kimselerin ve yakınlarının intikam susuzluğunu en azından bir dereceye kadar gidermiş olsa dahi nihai anlamda bir başarıya ulaşamaz. İntikam bağımsız, gayrimüşahhas, orantılı ya da kurallara tabi değildir. Ve tam da düzensiz doğası nedeniyle Bacon, yasanın onu ayıklaması gerektiğini düşünmüştü. Geçmişte olan, ona göre, haddizatında başka bir zararla tazmin edilemezdi. Ama bu durumda adalet de her şeyi yeryüzünden silemez. İntikam, en azından hataları dengeler ve hataya maruz kalmış kişinin, kendisine adaletsizce davrananların da bundan ıstırap çekmelerinin tadına varmasını sağlar.
Sayfa 140 - Vakıfbank Kültür YayınlarıKitabı okudu
Herhangi bir toplum, tanımı gereği, doğruyu yanlıştan ve en iyiyi en kötüden ayıran bir kurallar sistemidir. Bazı kimseler övülmeli ve bazıları da yerilmelidir. Bununla birlikte, herhangi bir toplumsal eşitsizlik, ahlaki yargılara dayansa bile, içimizde duygusal değişiklikler yaratır ve bu da nihayetinde bizi adaletsizliğin hem sanıkları hem de mağdurları haline getirmektedir. Bu anlamda, adaletsizlik duygusunun başladığı yer, adaletin kendisidir. Çünkü birbirimizi yargıladığımızda, hemen aramızda bir itibar eşitsizliği tesis ederiz ki bu ayrım da başkalarına bağımlılık ve baskıyı gerektiren kapıyı aralar. Nihayetinde kendi yarattığımız değerler hiyerarşisinde batar veya çıkarız. Karşılaştırmalar ve herhangi bir ölçüm standardı, eşitsizlik ve bununla birlikte bireyin kendi kendini ayırması ve insanlar arasında adaletsizlik anlamına gelir. İkincisinin etkisi o kadar geniş ve yoğundur ki asıl zararın ortadan kaldırılması değil de ancak geçici bir çare umulabilir.
Sayfa 130 - Vakıfbank Kültür YayınlarıKitabı okudu
Geçmişteki cinsel suçlardan kendilerini veya başkalarını suçlayan hastalar, kadercilere kıyasla daha iyimserdirler. Aynı zamanda bu, bazı yıkıcı doğal afet mağdurlarının neden genellikle henüz güvenli olmadan evlerine döndüklerini de açıklıyor, çünkü suç teşkil eden eylemlerinin bedelini ödediklerini ve başka sıkıntılara karşı artık bağışık olduklarını düşünüyorlar. Hayatlarını yeniden sağlıklı bir şekilde inşa etmek için çok hevesliler. Suçluluk, birisinin pazarlık yapmasına da imkân tanır. Savaşa giren askerler, erdemin ödüllendirileceği umuduyla genellikle cinsel münasebetten korunurlar. Her şeyden önce suçluluk, seçilmiş olmayı, Williams James'in tanımladığı hisleri anlamlı kılan ve her birimizin bir istatistikten daha fazlası olduğunu ifade jeden "merkeziyet yanılsaması" fikrinin iddia edilmesine izin verir. Kısacası, kendini suçlamanın, adaletsiz dahi olsa tatminkâr yönleri vardır. Adil bir dünya inancını ayakta tutar ve durumunu belirleme noktasında bir kimsenin en azından bir nebze de olsa kendini güçlü hissetmesini sağlar. Tabii bunun neye mal olduğu da göz ardı edilemez, çünkü genellikle korku ve üzüntülerimize yalnızca daha fazla yükümlülük eklenir.
Sayfa 94 - Vakıfbank Kültür YayınlarıKitabı okudu

Updates

See All
Henüz kayıt yok

Comments and Reviews

See All
Reklam
192 syf.
·
Not rated
·
Liked
·
Read in 12 days
“Başkalarının başına gelenleri adaletsizlikten ziyade bir talihsizlik olarak görmek her zaman daha kolay olacaktır. Bir tek mağdurlar bu tutumu bazen benimsemezler. Ancak hepimizin potansiyel mağdurlar olduğunu hatırlarsak o zaman meselenin ciddiyetini kavrar ve sadece adalet konusunu değil, alışageldik bir girişim olmasa bile, adaletsizlik
Adaletsizliğin Veçheleri
Adaletsizliğin VeçheleriJudith N. Shklar · Vakıfbank Kültür Yayınları · 202211 okunma