Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kazım Mirşan

Kazım MirşanTürklerin Kaybolan Ataları yazarı
Yazar
8.2/10
19 Kişi
27
Okunma
45
Beğeni
6,2bin
Görüntülenme

Kazım Mirşan İletileri

Kazım Mirşan iletilerini, Kazım Mirşan okur görüşlerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Netice olarak, 1944 yılından beri Kırım Türklerinin vatana dönüş uğruna verdiği mücadeleler geç de olsa meyvesini vermiş ve kitleler halinde vatana dönüş başlamıştır. Bunun neticesinde, 1987 yılında Kırım’a yerleşen Kırım Türklerinin sayısı 2300, 1988’de 19.3000 kişi iken, bu sayı 1989’da 28.000’e yükselmişti. 1 Mayıs 1990 itibariyle ise Kırım’da toplam olarak 83.116 Kırım Türkü yaşamaya başlamıştı. Bu arada daha önce Ukrayna’ya bağlı bir bölge olan Kırım, 12 Şubat 1991’de Ukrayna Cumhurbaşkanı L. Kravchuk’un imzasını taşıyan bir kanunla tekrar Özerk SSC haline getirildi. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra bağımsız bir cumhuriyet haline gelen Ukrayna’ya bağlı özerk bir cumhuriyet olan Kırım’da 1995 nüfus sayımına göre 2.600.000 kişi yaşamaktadır. Bunun %67’sini Ruslar, %22’sini Ukraynalılar, %10’unu Kırım Türkleri ve %1’ini diğerleri (Karaim, Kırımçak, Rum, Ermeni, Alman, Bulgar, Yahudiler) oluşturmaktadır.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.29
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Nihayet verdikleri bu tepkiler, Sovyet hükumetinde olumlu bir tesir bırakmış ve 14 Kasım 1989’da vatanlarına dönüş yolunu açan bir deklarasyonun yayınlanmasında etkili olmuştu. Belirtilen tarihte Sovyetler Birliği YSP tarafından kabul edilen bu deklarasyona göre, sadece Kırım Türkleri değil, daha önce kendilerine haksızlık yapılan bütün Sovyetler Birliği vatandaşlarının hakları kendilerine iade edilmiş ve bu haklar devlet garantisi altına alınmıştı.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.28
Reklam
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Özellikle 1985 yılında Sovyetler Birliği’nin yönetim kadrosunda meydana gelen yenilikle M. Gorbaçev’in hakimiyete geçmesinin ardından, ülkede uygulamaya konulan “Perestroyka = Yeniden yapılanma” ve “Glastnost = Açıklık” politikası sonucunda Sovyetler Birliği’nin hemen her alanında köklü değişikliklerin meydana gelmeye başladığı bilinmektedir. Kırım Türklerine yönelik baskılar da bu dönemde ortadan kalkmaya başlamış, hapishanelerdeki liderleri serbest bırakılmaya başlanmıştı.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.27
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Sovyet hükumetinin almış olduğu karar ve tedbirlerle Kırım Türklerinin vatanlarına gruplar halinde akını kısmen de olsa önlenmişti. Böyle bir “başarıyı” yakalayan Sovyet yönetimi, Kırım Türklerinin önünü tamamen kesmek amacıyla, onlara yeni bir “vatan” kurmaya niyetlenmişti. Bu gaye doğrultusunda Özbekistan’ın Kaçkaderya bölgesindeki Mübarek ve Baharistan adlı iki kasabanın tamamen Kırım Türklerine tahsis edilmesi ve buraya özerklik statüsü verilmesi tasarlanmıştı.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.26
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
bu adamın değerini bilemediniz püüü yazıklar olsun 🤧
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
23 Temmuz 1987 günü Sovyet rejiminin kalbi olarak kabul edilen Kızıl Meydan’da toplanan yüzlerce Kırım Türkü ve onları destekleyen Sovyet vatandaşları, Sovyetler Birliği’nde eşi benzerine az rastlanan bir miting gerçekleştirdiler. Mustafa Cemiloğlu’nun önderliğinde tertip edilen bu gösteri, orada bulunan yabancı basın mensupları tarafından bütün dünyaya aksettirilmiş ve tüm dünya kamuoyu tarafından ilgi ve dikkatle takip edilmişti. Mitingin devam ettiği bir sırada Sovyet resmi haber ajansı TASS tarafından bir duyuru yayınlanmıştı. Bu duyuruya göre, Sovyet yönetimi Kırım Türklerine “büyük haksızlık yapıldığını” kabul ediyor ve meselenin çözümü için bir devlet komisyonu kurulduğunu belirtiyordu. Bununla birlikte, açıklamada yer alan ifadelerden Sovyet devletinin eskiden beri sahip olduğu görüşlerinin kaybolmadığı da anlaşılmaktadır.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.27-28
Reklam
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kosterin’in doğum günü münasebetiyle tertip edilen toplantıda Grigorenko ile tanışan Kırım Türkleri, onun bu toplantıda yaptığı konuşmadan sonra hareketlerinde köklü değişikliklere gittiler. Grigorenko konuşmasında, Kırım Türklerinden zorla alınanların iadesi için “ricada” değil, “kesin bir şekilde “talepte” bulunmalarını; haklarının iadesi konusunda ses getirecek toplantı ve gösteriler tertip etmelerini; meselelerini dünya kamuoyuna duyurmalarını ve kendileri gibi baskılara maruz kalan diğer topluluklarla da temas kurmalarını tavsiye ediyordu.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.23
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kırım Türklerinin uzun yıllardır devam eden ve şiddet unsurları içermeyen mücadelesi artık Sovyetler Birliği’nde, özellikle insan hakları savunucuları tarafından takip ediliyor ve destek de buluyordu. Kırım Türk temsilcilerinin Moskova’daki faaliyetleri sırasında tanışma imkanı bulduğu insan hakları savunucuları arasında tanınmış bir çok Sovyet ilim adamı ve aydını da yer alıyordu. A. Kosterin, I. Gabay, A. Saharov, T. Franko, M. Lisenko, P. Grigorenko gibi şahıslar, Kırım Türklerinin mücadelesinde onlara büyük destek ve yardımda bulunmuşlardı.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.23
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kırım Türkleri, bulundukları yerlerde mevcut fabrika ve sanayilerde çalışmak zorunda bırakılmıştı. Böylece onların tarım toplumu olmaktan çıkarılarak sadece fabrikalarda ve sanayi tesislerinde çalışan bir “işçi millet” haline getirildiklerini söylemek mümkündür.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.15
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
18 Mayıs 1944’te vatanlarından topyekun sürülen Kırım Türkleri, 26 Kasım 1948’de kabul edilen YSP kararnamesine göre vatanlarından ebediyen çıkarılmış ve bir daha yurtlarına dönme hakları ellerinden alınmıştı. Stalin’in ölümünden sonra ise, Sovyetler Birligi’nde yumuşama rüzgarları esmeye başlamıçtı. Stalin’in yerine devlet başkanı olan Hruççev, KP’nin XX. Kongresinde yaptığı konuşmada, ülkede yaşanan bütün olumsuzlukların tek müsebbibinin Stalin olduğunu, onun zamanında yüz binlerce insanın vatanlarından çıkarılarak sürgün edildiğini ifade etmişti. Hruççev’in bu sözleri, halkta Stalin döneminde uygulanan baskıların sona ereceği umudunu doğurmuştu.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.16
Reklam
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kırım Türklerinin 3 gün içinde tamamen vatanlarından sürgün edilmesi operasyonunun başarıyla neticelenmesi şerefine 19 Temmuz 1944’te bir tören tertip edilmiş ve operasyonda görev alanlar Sovyet yönetimi tarafından mükafatlandırılmıştı. Ancak tören sırasında gelen bir haber, Arabat adlı bir Türk köyünün unutularak boşaltılmadığını gösteriyordu. Azak Denizi ile Sivaç arasında yer alan Arabat köyünün halkı balıkçılık ve tuz üretimi ile uğraşan köylülerdi. Kobulov adamlarına iki saat içinde orada tek bir Kırım Türkünün kalmaması yönünde emir verdi. Oysa Kırım Türkleriyle dolu yük katarları çoktan yol almıştı ve onlara yetişme imkanı yoktu. Bunun üzerine Arabat’taki bütün Kırım Türkleri oldukça büyük ve eski bir gemiye bindirilerek mahzene kapatıldılar. Gemi denizin en derin yerine getirilerek ambar kapakları açıldı ve gemi içindeki insanlarla birlikte batırıldı. Bu olay sonunda Arabat köyünde yaşayan Kırım Türklerinden kurtulan tek bir kişi bile olmamıştı. Bu operasyondan sonradır ki, Kobulov Kırım’ın Türklerden “tamamen” temizlendiğini belirten raporunu iletebilmiştir.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.10
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Sovyet hükumetinin Kırım Türklerini vatanlarından uzak tutmak için gösterdikleri gayretlerin hepsi boşa çıkıyordu. Onlara sunulan “yeni vatan” seçeneği kabul görmemiş ve Kırım Türkleri kendi anavatanlarına dönme kararlılığından taviz vermemişti. Sovyet yönetiminin isteği doğrultusunda hareket eden birkaç Kırım Türkü de onların bu arzusunu kırmaya muvaffak olamamışlardı.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.27
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kırım Türklerinin kararnamede bahsi geçmeyen bir başka talebi ise, sürgünden önce kendilerine ait olan taşınır ve taşınmaz kültürel ve kişisel emlâkin iadesi idi. Ne yazık ki bu hususların hiç biri, sadece Kırım Türklerinin yaşadıkları yerlerde yayınlanan bu kararnamede yer almamış ve Sovyet yönetimi daha önce de olduğu gibi, Kırım Türklerinin beklentilerine cevap vermemişti.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.21
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kırım Türkleri buralarda uzun bir müddet son derece ağır şartlar altında yaşadılar. Günlerce, haftalarca at ahırlarında, kuru toprak üzerinde, hatta kazdıkları çukurlarda yaşamaya çalışarak hayatta kalma mücadelesi verdiler. Son derece çetin olduğu görülen bu hayat şartları, Kırım Türkleri arasında oldukça ciddi boyutlara varan can kayıplarına neden olmuştu. Sürgünden yıllar sonra bizzat Kırım Türkleri tarafından yapılan nüfus sayımı sonucunda ortaya çıkan tablo, yol boyunca ve yerleşim yerlerine vardıktan sonra geçen birkaç yıl içinde açlık ve hastalıktan ölen Kırım Türklerinin mevcudunu gözler önüne sermektedir. Buna göre, sürgüne gönderilenler arasında bulunan 112.700 çocuktan 60.034’ü, 93.200 kadından 40.085’i, 32.600 erkekten 12.061’i hayatını kaybetmiştir. Bu sürülen bütün halkın %46.2’sı, diğer bir ifade ile halkın neredeyse yarısı demekti.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.14
18 Mayıs 1944 - Kırım Tatar Sürgünü Anısına
Kırım Türklerinin aralıksız olarak sürdürdükleri faaliyetleri neticesinde, Sovyet devleti tarafından 5 Eylül 1967 tarihinde yayınlanan bir kararname ile bu mazlum halkın itibarları iade edilmiştir. Adı geçen kararnamede 1944 yılında vatanlarından sürülen Kırım Türklerine haksızlık yapıldığı itiraf edilmekte, o zamana kadar bu topluma uygulanan her türlü kısıtlamaların kaldırıldığı ve Kırım Türklerinin de diğer Sovyetler Birliği vatandaşlarının yararlandığı her türlü haktan istifade edebilecekleri belirtilmektedir.
Kazım Mirşan
Kazım Mirşan
- Kırım Türklerinin Sürgünü ve Milli Mücadele Hareketi 1944-1990, s.20
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.