Kemal Gürüz

Kemal GürüzAklımdan Başka Silahım Yok ki! yazarı
Yazar
Çevirmen
7.0/10
5 Kişi
16
Okunma
4
Beğeni
1.159
Görüntülenme

Hakkında

Kemal Gürüz, eski YÖK Başkanı ve eski TÜBİTAK Başkanı. Lise eğitimini Bornova Anadolu Lisesi'nde tamamladı. ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünü bitirdi. ODTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürlüğü, Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanlığı, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğü ve Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı, Tübitak Başkanlığı, 1991-1995 yılları arasında Üniversitelerarası Kurul kontenjanından YÖK Genel Kurulu Üyeliği yaptı. 6 Aralık 1995 tarihinde YÖK Başkanı seçilmiştir. Daha sonra aynı göreve, Cumhurbaşkanı tarafından ikinci kere atanmıştır. 7 Ocak 2009 tarihinde Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınmıştır. Ergenekon soruşturmasının tutuksuz sanığıdır. Kendisi Kadir Has Üniversitesi Uluslararası Danışma Kurulu üyeliği görevini sürdürmektedir. Kemal Gürüz 28 Şubat Soruşturması kapsamında Nöbetçi Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 25 Haziran 2012 tarihinde tutuklanarak Sincan Cezaevi'ne gönderildi. 5 Ağustos 2013'te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında 13 yıl 11 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Unvan:
Eski YÖK Başkanı, ve eski TÜBİTAK Başkanı
Doğum:
İzmir, 1947

Okurlar

4 okur beğendi.
16 okur okudu.
26 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Eğitimde Protestanlık ve Katolik mücadelesi
Reformdan sonra, Protestanlar'larla Katolikler kendi itikatlarını yayma amacıyla eğitim kurumları açma yarışına girdiler. 1500-1800 döneminde, Katolikler ve Protestanlar tarafından yeni ve yeniden açılan üniversite sayıları, sırasıyla, 95 ve 42'dir. Bu meyanda, toplam 50 üniversite kapatıldı, el değiştirdi, birleştirildi veya başka bir yere taşındı.
Sayfa 179
Reklam
Üniversite, Protestanlık ve Katolik Kilisesi
Üniversite, 16 yüzyıl itibarıyla Katolik Kilisesi ile özdeşleşmiş bir kurumdu. Reform'un ilk yıllarında Protestanların elindeki iki üniversite Wittenberg ile Marburg'du; bunlar Lüterci idi. Kalvinistler ise Sturm modelini izleyerek kurdukları, Cizvit kolejlerine benzer yapıdaki eğitim kurumlarına akademi ismini verdiler. Bunlardan günümüze kadar gelen etkileri bakımından önemli olanları, Fransa'dan kaçan Huguenot avukat Jeane Calvin'in 1559'da Cenevre'de kurduğu Akademi (Academia Geneviensis) ile İngiltere'de Anglikan Kilisesi'ne bağlılık yemini etmeyi reddettikleri için Oxford ve Cambridge'e giremeyen çeşitli Protestan mezheplerinin kurduğu "Muhalif Akademi'lerdir (Dissenting Academies).
Sayfa 183
MEDRESE VE ÜNİVERSİTE & FARKLILIKLAR
Orta Çağ Avrupası üniversitesi, gelişen ticaretle zenginleşip şehirleşen toplum yapısının ihtiyaç duyduğu insan gücünün ortaya çıkardığı bir kurumdur. Medrese, devlet güdümünde kuruldu ve öyle sürdü. Üniversite kendiliğinden oluştu, uhrevi güç odağı olan Katolik Kilisesi ile dünyevi güç odakları olan Kutsal Roma İmparatorluğu, çeşitli krallıklar, prenslikler ve yerel yönetimler arasında, kendine özgü, bağımsız ve özel bir konum elde etti.
Sayfa 153
Tıp Fakültesi
Roma imparatorluğunda hekimler usta çırak ilişkisiyle yetiştiriliyordu. İmparatorluğun çöküşünden sonra, Batı Avrupa’da tıp eğitimi, manastır ve kilise yakınlarındaki hastane veya revir niteliğindeki yerlerde hastaların gözlemlenmesiyle yapılmaya başlandı. Gelişen ticaretle zenginleşen Batı Avrupa’daki nüfus artışı ve kentleşme, nitelikli sağlık hizmetlerine olan talebi artırdı. Saray tabiplerinin yanında, kent yönetimleri de sağlık hizmetleri için uzmanlar istihdam etmeye başladı. Tababet, o döneme kadar, şifa dağıtıcıları (healers) ve bitkisel eczacılar (herbalist) tarafından icra ediliyordu. Berberler, aynı zamanda, cerrah ve dişciydi.
Sayfa 142
Cerrahinin Tarihi Gelişimi
Cerrahinin o dönemlerde tıp eğitimindeki yeri üniversiteden üniversiteye değişmekteydi. Bunun üç nedeni vardır. Birincisi, el becerisine dayalı cerrahinin artes mechanicae kapsamında hor görülmesi; ikincisi 1215’te Roma’daki Lateran Sarayı’nda toplanan Ekümenik Konsey’de alınan karar uyarınca, kan akıtmanın ruhban sınıfına yasaklanması; üçüncüsü ise cerrahinin berber-cerrahların tekelinde olmasıydı. Örneğin Paris’te cerrahi eğitimi yoktu, Bologna’da ise az sayıdaki öğrencinin katıldığı ayrı bir programdı. Cerrahi ve tıp eğitimi çok sonraları, on yedinci yüzyıldan itibaren bütünleşmeye başladı.
Sayfa 144
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
·
Puan vermedi
BU REKTOR YÖK BAŞKANI OLDU
Farabi, İbni Sina ve İbni Rüşd'ü öğrenci yıllığından öğrenen rektör! Prof. Dr. Kemal Gürüz, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü (1985-1990) olarak anlatıyor: ''Mezuniyet döneminin yaklaştığı bir günde, makine mühendisliği bölümü öğrencileri beni ziyaret ederek yıllıklarından bir kopya hediye ettiler. Yıllığa baktığımda Gazzâli'ye ithaf edildiğini gördüm. Bu adı ilk kez duyuyordum, 'Mekanik bilimine katkı yapmış bir Müslüman bilgindir' diye düşündüm.'' Kâmil Yeşil, Gürüz'ün hatıralarını yazdığı 'Aklımdan Başka Silahım Yok ki' kitabına dair yazdı. BU REKTOR YÖK BAŞKANI OLDU
Aklımdan Başka Silahım Yok ki!
Aklımdan Başka Silahım Yok ki!Kemal Gürüz · Ka Kitap · 20157 okunma
225 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
53 günde okudu
Medrese ve üniversitelerin tarihsel gelişimlerinin incelendiği, üniversitenin medreseye nasıl galip geldiğinin karşılaştırmalı bir analizi. Kitabın ilk iki bölümü az önce belirttiğim amaca uygun ilerlese de sonraki bölümleri özellikle Avrupa olmak üzere ABD'deki üniversitelerin nasıl geliştiği, buradaki öğretim ve yönetim modelleri, yöneticileri, mezunları gibi bilgilere yer vermekte. Kitapta, bilim tarihinde isim yapmış pek çok ünlü ismin nerelerden geçtiği gösteriliyor. Bu isimlerin bir kısmının formel bir öğrenim görmediklerini de öğreniyoruz. Derin bir araştırmanın sonucu olan kitap, Gürüz Hocanın samimi diliyle tatlanmış.
Medrese v. Üniversite
Medrese v. ÜniversiteKemal Gürüz · Ka Kitap Yayınları · 20166 okunma