Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kemal Gürüz

Kemal GürüzAklımdan Başka Silahım Yok ki! yazarı
Yazar
Çevirmen
7.0/10
5 Kişi
16
Okunma
4
Beğeni
1.176
Görüntülenme

Kemal Gürüz Sözleri ve Alıntıları

Kemal Gürüz sözleri ve alıntılarını, Kemal Gürüz kitap alıntılarını, Kemal Gürüz en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğitimde Protestanlık ve Katolik mücadelesi
Reformdan sonra, Protestanlar'larla Katolikler kendi itikatlarını yayma amacıyla eğitim kurumları açma yarışına girdiler. 1500-1800 döneminde, Katolikler ve Protestanlar tarafından yeni ve yeniden açılan üniversite sayıları, sırasıyla, 95 ve 42'dir. Bu meyanda, toplam 50 üniversite kapatıldı, el değiştirdi, birleştirildi veya başka bir yere taşındı.
Sayfa 179
Üniversite, Protestanlık ve Katolik Kilisesi
Üniversite, 16 yüzyıl itibarıyla Katolik Kilisesi ile özdeşleşmiş bir kurumdu. Reform'un ilk yıllarında Protestanların elindeki iki üniversite Wittenberg ile Marburg'du; bunlar Lüterci idi. Kalvinistler ise Sturm modelini izleyerek kurdukları, Cizvit kolejlerine benzer yapıdaki eğitim kurumlarına akademi ismini verdiler. Bunlardan günümüze kadar gelen etkileri bakımından önemli olanları, Fransa'dan kaçan Huguenot avukat Jeane Calvin'in 1559'da Cenevre'de kurduğu Akademi (Academia Geneviensis) ile İngiltere'de Anglikan Kilisesi'ne bağlılık yemini etmeyi reddettikleri için Oxford ve Cambridge'e giremeyen çeşitli Protestan mezheplerinin kurduğu "Muhalif Akademi'lerdir (Dissenting Academies).
Sayfa 183
Reklam
MEDRESE VE ÜNİVERSİTE & FARKLILIKLAR
Orta Çağ Avrupası üniversitesi, gelişen ticaretle zenginleşip şehirleşen toplum yapısının ihtiyaç duyduğu insan gücünün ortaya çıkardığı bir kurumdur. Medrese, devlet güdümünde kuruldu ve öyle sürdü. Üniversite kendiliğinden oluştu, uhrevi güç odağı olan Katolik Kilisesi ile dünyevi güç odakları olan Kutsal Roma İmparatorluğu, çeşitli krallıklar, prenslikler ve yerel yönetimler arasında, kendine özgü, bağımsız ve özel bir konum elde etti.
Sayfa 153
Tıp Fakültesi
Roma imparatorluğunda hekimler usta çırak ilişkisiyle yetiştiriliyordu. İmparatorluğun çöküşünden sonra, Batı Avrupa’da tıp eğitimi, manastır ve kilise yakınlarındaki hastane veya revir niteliğindeki yerlerde hastaların gözlemlenmesiyle yapılmaya başlandı. Gelişen ticaretle zenginleşen Batı Avrupa’daki nüfus artışı ve kentleşme, nitelikli sağlık hizmetlerine olan talebi artırdı. Saray tabiplerinin yanında, kent yönetimleri de sağlık hizmetleri için uzmanlar istihdam etmeye başladı. Tababet, o döneme kadar, şifa dağıtıcıları (healers) ve bitkisel eczacılar (herbalist) tarafından icra ediliyordu. Berberler, aynı zamanda, cerrah ve dişciydi.
Sayfa 142
Cerrahinin Tarihi Gelişimi
Cerrahinin o dönemlerde tıp eğitimindeki yeri üniversiteden üniversiteye değişmekteydi. Bunun üç nedeni vardır. Birincisi, el becerisine dayalı cerrahinin artes mechanicae kapsamında hor görülmesi; ikincisi 1215’te Roma’daki Lateran Sarayı’nda toplanan Ekümenik Konsey’de alınan karar uyarınca, kan akıtmanın ruhban sınıfına yasaklanması; üçüncüsü ise cerrahinin berber-cerrahların tekelinde olmasıydı. Örneğin Paris’te cerrahi eğitimi yoktu, Bologna’da ise az sayıdaki öğrencinin katıldığı ayrı bir programdı. Cerrahi ve tıp eğitimi çok sonraları, on yedinci yüzyıldan itibaren bütünleşmeye başladı.
Sayfa 144
Üniversitelerin amacı ne olmalı?
Oxford Üniversitesi öğretim üyesiyken 1845'te Anglikan Kilisesi'ni ve Oxford'u terkeden Newman Katolik oldu ve 1854'te İrlanda Katolik Üniversitesi rektörlüğüne atandı. 1879'da papa tarafından kardinalliğe yükseltilen Newman, üniversitenin nasıl olması hakkındaki görüşlerini 1852-1858 yılları arasında kaleme aldığı The idea of university adlı kitapta topladı. Newman'a göre, üniversitenin amacı mesleki eğitim değil, kişilere geniş bir bakış açısı, zihinsel kıvraklık, kritik düşünme alışkanlığı ve toplumsal ve siyasal etkileşim kapisitesi kazandırmaktır. Newman, bu tür eğitimi muhtemelen eski Yunan ve Roma'daki liberal arts teriminden esinlenerek "liberal eğitim" olarak adlandırdı. Bugün buna genel eğitim de diyoruz. Newman'ın görüşleri İngiliz ve Amerikan üniversitelerinin müfredatlarını derinden etkiledi.
Sayfa 219
Reklam
Newton ve Tanrı
Newton, tanrıyı doğanın kaynağı olarak kabul ediyordu ama merakı, tanrıyı anlamak değil, evreni ve doğal olayları anlamak ve bunları matematiksel olarak ifade etmekti.
Sayfa 170
Galilei ve Kilise
Galilei, nedenselliğin tanrısal değil doğal olduğunu savunuyordu. Kilise bunu Protestan sapkınlığı olarak yorumlayınca, Galilei dini mahkemede yargılandı, görüşlerinden geri adım atmasına rağmen, ev hapsine mahkum oldu, kitapları yasaklandı. Bu yasak 1835'e kadar sürdü. Galilei'nin, mahkemede görüşlerinden geri adım atarken, ayağını yere vurarak kısık bir sesle "Eppur si muove" (Yine de dönüyor) dediği rivayet olunur.
Sayfa 168
MEDRESE VE ÜNİVERSİTE & FARKLILIKLAR
Her şeyden önce, medrese ile üniversiteyi ortaya çıkaran temel dinamikler çok farklıdır. Medreseyi öğretim yapılan mekan olarak tanımlarsak, mescit ve camilerin yanındaki dershanelerin başlangıçtaki amacı, Kur'an'ı öğretecek ve namaz kıldıracak din adamları yetiştirmekti. Fıkhın önem kazanmasıyla, mescitlerin yanındaki dershaneler ile camilerdeki halka ve zaviyeler fıkıh öğretimine yöneldi. Önceleri özel kişilerin kurduğu vakıflarca finanse edilen medreseler, 1067'de kurulan Nizamiye Medreseleri'nden sonra, bu kez devlet destekli vakıf modeliyle sezaropapist devletin bir kurumu haline dönüştü.
Sayfa 153
Katolikliği yayma ve Üniversite
Avrupa'dan giden kolonistler, katolikliği yayan tarikatlar, özelikle Cizvitler ve Dominikenler ve Kuzey Amerika'ya giden göçmenler üniversiteyi dünyaya yaydı. Avrupa dışındaki ilk üniversite, 1518'de bugünkü Dominik Cumhuriyeti'nde kurulan ve anında Papalık tarafından tanınan Santo Domingo Üniversitesi'dir
Sayfa 211
Reklam
Tıp ve Astronomi Eğitimi
Bazı müderrisler felsefe, kelam, doğa bilimleri, astronomi, ve matematikte münferiden meşgul olmuş olabilirler, bu konuların müfredatta yer alması için çeşitli girişimler de olmuştur ama Osmanlı medreseleri de daha önceki İslami öğretim birimleri gibi, kadı, müftü, muallim, ve diğer kamu görevlilerini yetiştiren fıkıh okullarıdır. İslam alemeinde tıp eğitimi tamamen üniversitenin dışındadır. Astronomi sadece rasathanelerde vardır. Medeniyete büyük katkılar yapan Müslüman bilim insanlarının medreselerde müderris olarak görev yaptığına dair herhangi bir kayıt.
Sayfa 153
Fransız ihtilali ve Kilise
Fransız İhtilali'nden hemen sonra, 1791'de çıkarılan Le Chapelier kanunuyla Fransa'daki tüm üniversiteler kapatıldı, diplomaları iptal edildi, öğretmen ve öğrencileri dağıtıldı ve tüm mal varlıklarına el kondu. Çünkü, ihtilali yapan Jakopenler üniversiteleri eski rejimin ve Kilise'nin en etkin araçları olarak görüyordu. Kapatılmayan tek eski kurum, adı College de France olarak değiştirilen College Royal idi.
Sayfa 198
Katolikliği yaymak için eğitimi kullanmak
Reformun üniversite bakımından önem taşıyan diğer yüzü Karşı Reform'dur. Bu hareketin amacı, her türlü aracı kullanarak Protestanlığa karşı Katolikliği savunmak ve ilerletmektirçü. Kareketin öncüsü, İspanyol subayı Ignacio de Layola'nın (1491-1566), Paris Üniversitesi'nde 1534'de altı öğrenci ile birlikte kurduğu Cizvit Tarikatı'dır. Bu tarikatın mensupları, özellikle kuruculardan ispanyol Francis Xvier (1506-1552), Katolikliğin Avrupa dışında yayılmasına öncülük etti. Eğitim ve araştırmaya büyük önem veren Cizvitler, Katolikliği yayma amacıyla, teoloji fakültelerine hakim olmaya çalışmanın yanında, dünyanın bir çok yerinde okul, kolej ve üniversite kurdular.
Sayfa 165
Nizamülmülk ve Gazali
Medrese esasen İslami hukuk, yani fıkıh okuludur. Medreseyi ortaya çıkaran toplumsal ve siyasi dinamikler fıkıh ilmini ortaya çıkaran dinamiklerin devamıdır. Bu çizgi, Osmanlı medreselerinde de sürdü. Osmanlı medreseleri, esasen Nizamülmülk'ün kurduğu ve müfredatını Gazali'nin şekillendirdiği Nizamiye Medresesi'nin devamıdır.
Sayfa 153
Türk milletinin banisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'e, yoksa sevgi, şükran ve minnetin, bırak Türk'üm demeyi, insan bile değilsin.
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.