Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kerem Karaosmanoğlu

Kerem KaraosmanoğluKomplo Teorileri yazarı
Yazar
8.0/10
1 Kişi
9
Okunma
1
Beğeni
636
Görüntülenme

Hakkında

Bilkent Üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde lisans ve yüksek lisans derecelerini aldıktan sonra 2006 yılında Londra Üniversitesi Goldsmiths Medya ve İletişim Bölümü’nde doktorasını tamamladı. Kültürel çalışmalar, Türkiye’de azınlıklar, kültürel kimlikler ve komplo teorileri hakkında ulusal ve uluslararası dergilerde makaleleri yayımlanmıştır. 2007 yılından beri Yıldız Teknik Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.
Unvan:
Yazar

Okurlar

1 okur beğendi.
9 okur okudu.
12 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Beynimiz örüntü bulmak üzerine programlanmıştır. Buna göre komploculuga hazır bakış açısı dogamızda vardır. Aslında yeterince arandığında her yerde örüntü bulunabilir: Saddam’ın ordusu Birinci Körfez Savaşı’nda 11 Eylül 1990’da teslim olur. 11 Eylül yılın 254. günüdür. 2+5+4=11 yapar. ll Eylül sonrasında yılın sonuna kadar 111 gün kalır. Kulelere
Adam karalama safsatası (ad haminem) Bir iddianın ya da önermenin kendisiyle ilgili konuşmayı bırakıp o iddiayı savunanı karalamak ve meseleyi kişisel bir saldırı haline getirmekle gerçekleşir.112 Adam karalama safsatası bazen çok kaba bir form alır ve kolayca ayırt edilebilir. Örnegin “Suriye sorunu ancak Esad giderse çözülebilir” diyen bir siyasetçiye “Sana güvenilmez çünkü sen yolsuzluklara bulaşmışsın” demek tipik bir örnektir. Söz konusu siyasetçinin yolsuzluk yapmış olup olmaması Suriye meselesi konusunda yaptıığı iddiayla doğrudan ilintili gözükmemektedir. Bazen adam karalama işi mevcut duruma bağlı kalarak (circumstantial) yapılabilir. Florürün bırakın diş çürümelerine iyi gelmeyi insan sağlığı üzerinde korkunç etkileri olduğu fikri üzerine bir doktor itiraz edebilir. Bu konuda yeterli kanıt olmadığını ve mevcut çalışmaların aksi bir sonuç verdigini söyleyebilir. Doktora “Zaten sen de anaakım tıp camiasının bir üyesisin ve bu işin içindesin” dediğimizde duruma bağlı kalarak adam karalama safsatası’nı yapmış oluyoruz. Zira karşımızda konuşanın bir doktor olması söylediklerinin otomatikman yanlış olduğu anlamına gelmez! Mantıksal safsatalar ve bilişsel yanlılıklar aslında günlük hayatta sürekli düştüğümüz tuzaklar, bize yardımcı olan taktiksel aletler ve hatta bazen bilinçli olarak kullanmayı seçtiğimiz araçlardır. Bu anlamda insani bir yanları olduğu söylenebilir. Buna karşın komplo teorilerine inanan ve savunanların özellikle bu tuzaklara düşmeye meyilli olduklarını velveya araçlara başvurduklarını görürüz.
Reklam
Bulunabilirlik önyargısı (availability heuristic) Herhangi bir bilgi veya ufak bir veri sırf orada oldugu ve ona ulaşabildiğimiz için bazen fazlasıyla önemsenir ve yanıltıcı biçimde öncelenir. Özellikle duygusal mekanizmanın yogun olarak devreye girdigi anlarda ortaya çıkar. Çok acelemiz oldugunda ve arabayla bir yere yetişme durumumuz çıktığında kırmızı ışıkların “komplosu”yla karşılaşırız. Sanki birileri bizi durdurmaya çalışmakta, hızımızı kesmeye uğraşmaktadır. Halbuki acelemiz olmadığında ne kadar kırmızı ışığa maruz kaldıgımızsa belirsizdir çünkü pek önceliğimiz değildir.100 Aynı şekilde medyada okuduğumuz bir haberin tekrar yaşanacağına dair öngörümüz abartılı olabilir. Tek bir köpekbalığı saldırısı veya terör eylemi üzerimizde yanıltıcı bir süreklilik etkisi bırakabilir. Buna karşın trafik kazaları çok daha sık gerçekleşirler ve çok daha az haber olurlar, dolayısıyla panik yaratma kapasiteleri de zayıftır.
Bazen bir olayın gerçekleşmesinden ziyade gerçekleşme imkânının olması bile baglantının kurulması için yeterlidir. Imkân dahilinde olan bir olayın gerçek addedilmesi problemli bir tutumdur ama çok yaygındır. Bugünün teknolojisiyle yolcu uçakları Ikiz Kuleler’e uzaktan kumanda edilerek çarptırılabilir mi? Kuleler patlayıcı yerleştirmek suretiyle çökertilebilir mi? Bütün bunlar imkân dahilinde midir? Teoride evet. Ama pek muhtemel oldukları söylenemez. Üstelik teknolojik olarak yapılabilmelerinin mümkün olması olayın o şekilde gerçekleşmiş olduguna kanıt degildir. Mümkün olanla gerçek olan aynı değildir ve aynı gibi gösterilemez. Bu taktik aslında aniden sonuçlara atlamaya yarayan bir araçtır. Çogu komplo teorisi birkaç “kanıt” üzerinden doğrudan belli bir sonuca ulaşmaya çalışır. Bu sonuç, her zaman telaffuz edilmese de komplo hikâyesinin ana gövdesinde yer alır, arka planı da varlığını her zaman hissettirir. Aslında bilimsel yöntem kanitlar üzerinden gidip meselenin karmaşıklığını anlamayı gerektirirken, komplo teorisyenleri ilk önce şüphe uyandırır ve ya var olan şüpheler üzerinden hareket eder. Seçilmiş birkaç “kanıtla” devam eder ve zihinde halihazırda var olan şüpheyi sonuçta destekler. Aslında komplo teorileri gizem unsurunu her zaman canlı tutar ve arka planda şeytani bir oyun döndüğünü bize hissettirir. Ama bu durum merak duygusu sonucu ortaya çıkmış bir sürprizden ziyade paranoya sonucu kurgulanmış bir klişeyi andırır.
Komplo teorileri tarihsel bilgiyi sıkıştırarak mekanik açıklamalara sığdırmaya çalışırlar. Tarih boyunca evrensel bir şekilde işleyen büyük bir neden-sonuç ilişkisi vasıtasıyla olayları anla. maya çalışırlar.56 Niyetleri kötücüllükle sabitlenmiş bir veya bir grup insan bu tabloda belirleyici bir rol oynar. Yani neden. sellik ve bireylerin öne
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok