Neo-Liberal iktisat politikalarının yerkürenin tüm noktalarına yayılmasını politikalarının bir parçası haline getirdigi gerekirse bu hususta dayatma yapmaktan çekinmedikleri söylenebilir.
TARİH boyunca, dünya politikalarına yön verme kapasitesi olan ülkelerins, ekonomik ve stratejik çıkarları doğrultusunda, dünya sistemini kendi ihtiyaçlarma uydurmya çalıştıkları, kendi düzenlerini çevrelerine kabul ettirmek için iknada zor kullanmaya kadar çeşitli yöntemler kullandıkları görülmektedir.
Bugüne bakıldığında.
Neo-liberalizme dayanan yeni dünya düzenini, en faydalı oğreti olarak sunmanın küreselleşmenin getirdiği imkanlarla eskisine göre daha kolay olduğu söylenebilir.
Bu bağlamda, iletişim teknolojilerinin yanı sıra, uluslararası finans kurumları, üniversite müfredatları, yeni teoriler, ekonomik kredi şartları gibi çok değişik araçlar kullanma şansı mevcuttur (Kazgan. 1997: 73) şüphesiz en etkili olan ise, küresel ekonomi kurumlar (Dünya Bankası, IMF gibi) aracılığıyla, tüm ülkelere önerilen bir dizi ekonomi politikasını uygulandığı takdirde dünya ekonomisi de bütünleşileceğ, dünya ölceğinde yaratılan zenginlikten pay alınabileceği fikrine dayanan Yapısal Uyum Politikaları olarak Neo-liberal politikaların önerilmesidir.