Ask denen seyse insan ömünün bir kısminı kapsıyordu yalnizca. Ama o kısımda onun varligin hisseden herkes, askin tutkusuna kapılıp sanki bir sele kapilip sürükleniyordu. Uzun sürmeyen
bir duygu yogunlugu için bu kadar heyecanlanmak, ona bu
kadar hayatinin devamiymis gibi baglanmak ne kötü bir şeydi. Oysaki ask sadece saygi ve sevgiden ibaretti. Geri kalan hikâyeydi..”