Her akşam gözlerimde alevler coşar
deniz kabukları gibi umutsuz
hiçbir yere çıkmayan boş sokaklar boyunca.
Yanağını yaslarsın kimyasal maddelerin solunumuna
uzaklarda kara lambaların aydınlattığı bir sahil görürsün
yaprak gibi mobilyaları olan
piyanoları bulutlar gibi meydanlara yayılan
kapanma saatinde her zaman dışarıda kalan
ellerimde bir yabancının tüylü eldiveniyle
yirmi yaşıma dokunmaya kalkarım
Gökte diken gibi bir göz
uyuyan yıldızlarla dolu bir su testisi.
İşte bugün geliyorum billur saçan mesafelerden
Doğunun yıldızlarını göğsünden içmek için
**
İşte geliyorum bugün şiirlerine doğru
Sözcüklerinden esen güzelliği yakalamak için
Görüyorum ölümünü herkesinkine benzeyen
görüyorum sadeliğini acının yücelttiği.
Duruyorum bir an hayale dalmak için
erinç veren şu koskoca göğün altında