I'm so excited to share my newest novel, HESTER, with you. This is a prequel and a retelling of Hawthorne's classic novel THE SCARLET LETTER, in which he links female passion and shame. My HESTER is Isobel Gamble, a young Scottish seamstress new to Salem in 1829, who falls in love with aspiring writer Nat Hawthorne and inspires his first novel.
I'm also the author of STOLEN BEAUTY, a novel about love, art, courage and war that illuminates the intimate lives of two remarkable Viennese women whose fates and awakenings are bound by Gustav Klimt and his golden portrait of Adele Bloch-Bauer.
Thanks for visiting and for reading.
Aramızda her ne varsa, ikimizin de henüz yüksek sesle dillendirmediği bir sırdı bu. Sonu olmayan bir parlaklık ve onun altında yatan daha da fazlası... Paylaştığımız o büyü; onun kelimeleriyle, benimse renklerimle...
Renklerim çiçek açıyor ve onlarla iğnemde yeni bir güç buluyordum. Büyücülük müydü bu? Yoksa sadece bir ışık oyunu mu? Uyanıkken bile devam eden garip bir rüya mı?
Hester - Duyguların Renkleri ~ Laurie Lico Albanese
.
Çok farklı çok büyülü ve çok özel bir kitap diyerek başlıyorum. Isobel büyükannesinin adını taşıyan genç bir kadındı. Kızıl saçlarıyla çocukluğundan beri farklı olan biriydi. Seslerin ve kelimelerin renkli olduğunu düşünsenize. Annesinim sesinin nehir gibi masmavi ya da babasının sesinin
Gerçekten şaşırtıcı bir hikaye. Isobel Gamble, kadınların dikkat çekmesinin kötü şeylere yol açabileceği bir dunyada, kendini kanıtlamaya çalışan güçlü bir kadın. Üstelik heekesten gizlemesi gereken sırları var. Ve gerçekten büyük bir cesaret korkunç bir geçmişe sahip olan Salem'de yaşamak ve bir göçmen olarak kendine orada yer edinmek. Bilmiyorum, ben olsaydım Salem'de yaşamak istemezdim.
Efenim hikaye içerisinde hikaye var. Öncelikle Isobel Gamble herşeyde renkleri gören bir kadın. Hikayeye göre aynı isme ve görünüme sahip olan atası, cadilikla suçlanarak öldürülmüş. Dolayısıyla renkleri gördüğü bilinmemeli. Evlenip eczacı olan kocasıyla İskocya'dan Salem'e gidiyorlar. Koca gemi ile yolculuğa çıkıyor ve bunu beş parasız bırakarak yapıyor. İsobel'de dikiş yaparak tutunmaya çalışıyor. İşlediği renkler gerçekten büyülü. O sırada Nat ile tanışıyor. Ve bu kişi atası Salem'deki o olayda insanları darağacına götüren kişi. İkisinin de karanlık geçmişi var ve yakinlasiyorlar. Sonra ne oluyor söyleyemem.
Ama Isobel Gamble taktir edilecek bir kadın. Onu engellemeye çalışan erkeklere ve dünyaya karşı sanatını kullanarak hayatta kalıyor. Çok beğendim bu hikayeyi. Dehşet ve ibretle tavsiye ederim.
Büyüleyici bir hikaye olan Hester'de, bir hikayenin nasıl yazıldığını kurgulayan, hikaye içinde hikaye barındıran eşsiz bir yeteneğe sahip olan güçlü kahramanların olduğu, tarihsel ögelerin capcanlı verildiği, sizi o yıllara sürükleyen, büyülü bir hikaye anlatılıyor.
Isobel Gamble, küçük yaşta ona dikiş ile ilgili ne varsa öğreten annesini