İTÜ Mimarlık Bölümü’nden lisans ve lisansüstü eğitimini tamamlayan Aras, doktorasını “Mimarlıkta Eleştiri” üzerine yaptı. Yakın dönem mimarlık kuramı ve eleştiri üzerine çalışmaya devam ederken, Lefke Avrupa Üniversitesi’nde profesör olarak görev yapıyor.
Hangi öğretiyi alırsak alalım, hangi dinden olursak olalım, ibadetimizi hangi şekilde yaparsak yapalım; sonuçta bu dünyada birlikte yaşıyoruz. Ve Maalesef üzülerek belirtmek isterim ki, Yaratan hepimizi burada ve hepimiz için burayı yaratmış.
Aynı güneşin altında güneşleniyor, ay'ın güzelliklerini hepimiz seyrediyoruz. Aynı oksijeni alıyor ve aynı suyla ayakta kalıyoruz.
Kadın erkek ne olursak olalım, aynı aşk duyguları benliğimizi ve bedenimizi sarıyor. Aynı üzüntüleri ayrılıklarda yaşıyoruz. Çocuklarımız, hepimiz için evlat ve hepimiz ölüyoruz.
Bu durumda başkalarının aldığı öğretileri küçümsemek, kendini başkalarından aldığı öğretilerle sınırlamak ve yanına aldığı insanları da bu sınırda bırakmaya çalışmak, okumamak gelişmemek neden?
Ve "benim aldığım öğreti, bilgi veya benim inancım en doğrusu, bak bekle diğerlerinin hayatı, benimki gibi olmayacak, onların başına ne kötü şeyler gelecek, olmadı, onlar yanacaklar" diye, bu sadistçe beklemek neden?