On dokuzuncu yüzyıl İngiliz düşünce tarihinin en önemli figürlerinden biri olan Lord Acton, tam adıyla John Emerich Edward Dalberg-Acton, 1st Baron Acton 1834’te Napoli’de doğdu. Alman, İtalyan ve İngiliz aristokrasisine mensup Katolik bir ailenin ferdi olan Acton, özel eğitiminin yanı sıra Münih’te ilahiyat, felsefe ve tarih okudu. Lordlar Kamarasında görev yaptı; başbakan William Gladstone’a danışmanlık hizmetinde bulundu. Gazeteci, editör ve yazar olarak uzun yıllar boyunca yazı hayatını sürdüren ve çağının en bilgili insanlarından biri kabul edilen Lord Acton, Batı Avrupa’nın tamamına vâkıf bir pozisyonda, ayrıcalıklı bir entelektüel kariyere sahip oldu. Kraliçe Victoria’dan da, Oxford, Cambridge ve Münih üniversitelerinden de onursal ödüller aldı. Ömrünün sonlarına doğru, yüzlerce makale yazmasına rağmen hiç kitap yayınlamamış bir tarihçi olarak, Cambridge Üniversitesi Tarih bölümüne atandı (1895), ancak kısa süre sonra görevinden ayrıldı ve 1902’de Bavyera’da öldü.
Lord Acton'un Cambridge Üniversitesi'nde açılış konuşmasını yaptığı sözlerinden oluşuyor bu kitap ve tarihin bir bilim haline gelmesinden tutun da gelişmesi ve dallarına ayrılıp tarihçi olmakla neleri elde ettiğimizi anlatıyor. 1895 yılının açılış konuşması Acton gibi bir referans ile üniversiteye gelecek öğrencilere büyük bir kaynak sayılır.
Lord Acton okumalarını bitirdim. Kitaplar sayfa sayısı olarak hacimli olmasa da, Lord Acton'ın düşünce dünyası öylesine zengin ki; okurken yavaş yavaş ve sindirerek okumak zorundasınız. Yaşadığı çağı ve ondan önceki devrimler çağını çok iyi analiz etmiş. Cromwell ile İngiltere'de yaşanan devrim, Amerikan devrimi ve Fransız devrimi...
İngiltere'de cumhuriyet neden tutunamadı. Bunun üzerine çok derin okumalar yapmak gerekiyor. Özellikle Tocqueville, Platon ve Acton okuduğunuzda aristokrasi fikri aklımın bir köşesinde önemli bir yer kaplamaya başladı. Tocqueville demokrasi için çoğunluğun zorbalığı kavramını kullanır. Krallar çağını devrimlerle mezara gömdükten sonra her şey daha mı iyi oldu? Görünüşte evet diyebiliriz, ama arka planda mücadele hâlâ devam ediyor.
Atina demokrasisinden bugüne kadar birçok yönetim biçimi ve iktidar gördük. Pax dönemlerinin yaşandığı dönemler demokrasiler dönemi miydi yoksa güçlü monarklar dönemi mi? Atina'nın bile en iyi olduğu dönemde Solon ve Perikles karizmatik bir lider olarak ön plandaydı.
Lord Acton okuyacaklara tavsiye dünya tarihi, felsefe ve siyaset bilimine hakimseniz çok zevkli bir okuma serüveni olacaktır.
Lord Acton'ı ilk defa lisede tarih hocamızdan duymuştum. O meşhur sözüyle; "İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlaka yozlaştırır." Bu sözü 15 yaşından beri zihnime kazıdım. Maalesef Lord Acton ile ilgili okuyabileceğimiz Türkçe kaynaklar hiç yoktu. 150 yıllık bir süreden sonra eserleri Türkçe'ye çevrildi. Gerçi yaşamı