Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

M. Metin Adıgüzel

M. Metin AdıgüzelBeden Köleliğinden Akıl Köleliğine İnsan yazarı
Yazar
9.0/10
3 Kişi
11
Okunma
1
Beğeni
835
Görüntülenme

M. Metin Adıgüzel Gönderileri

M. Metin Adıgüzel kitaplarını, M. Metin Adıgüzel sözleri ve alıntılarını, M. Metin Adıgüzel yazarlarını, M. Metin Adıgüzel yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
·
Puan vermedi
Yarım bıraktığım kitaplara inceleme yazmak zor, eleştirmek güzel ama bunu da hakkıyla yapmak gerekiyor. Yazarın eleştiri yönünü sevmedim. Kitabın ismine aldanıp okumaya karar verdim, isme ve kapağa aldanmamayı öğrenmem gerekiyor. Okumaya başladığım kitapları asla araştırmama, eleştirilerine kadar hiçbir bilgisini okumama gibi bir tavrım var. Bunu önyargı olmaması için tercih ediyorum. Peki ben bunu tercih ederken bu kitap bana ne yapıyor? Kocaman bir önyargı oluşturuyor. Kendince sevmediği bilginlerin (daha çok batı kökenli bilginler bunlar) olumsuz yanlarını 3 sayfaya indirgeme gibi bir yanı var yazarın. Şu ana kadar okuduğum kısma kadar kendi düşüncelerine maksimum 8 sayfa yer vermiş onda da taraflı davranmış. Gerek yazarın tutumunu, gerekse verdiği kıt bilgileri beğenmedim. Bu sebeple yarım bıraktıklarımın listesinde yer bulacak kendisi.
Beden Köleliğinden Akıl Köleliğine İnsan
Beden Köleliğinden Akıl Köleliğine İnsanM. Metin Adıgüzel · Sokak Kitapları Yayınları · 201411 okunma
Aristo’da özgürlük köylüleri, köleleri ve kadınları kapsamaz. Özgürlük kentliler ile sınırlandırılmıştır. Köleler kendilerine ait olmadıkları için doğal olarak özgürlük hakları olamaz. Köle ile evcil hayvan arasında fark yoktur. Kölenin en büyük erdemi efendisine hizmettir.
Reklam
Aristo’ya göre insan toplumsal ve düşünen bir hayvandır, yani insan toplum içinde yaşamaya ihtiyaç duyar, toplumdan bağımsız olarak yaşamını sürdürmesi, türünü devam ettirmesi ve kendini savunması imkansızdır.
Platon’a göre halk bir koyun sürüsüdür, bekçiler bu sürünün köpekleri ve yöneticiler ise çobanlarıdır.
Platon’a göre bir yanda sonsuz ve mükemmel idealar evre-ni, diğer yanda da ölümlü ve mükemmellikten uzak nesneler evreni vardır. İnsanın beden olarak içinde bulunduğu nesneler evreni gölgelerden oluşmaktadır ama insan ruhu bir zamanlar idealar evreninde bulunmuştur. İnsan doğmadan önce her türlü bilgiyi edinmiştir ve dünyada iken öğrenme dediğimiz şey, doğmadan önce bilinen bu şeylerin hatırlanmasıdır. Dolayısıyla Platon düşüncesinde öğretme yoktur, hatırlatma vardır.
"Tek bir şey biliyorum, o da hiçbir şey bilmediğimdir"
Sokrates’te felsefenin merkezinde insan vardır ve bilgi kendini bilmek üzerine kurulmuştur. İnsanı konu edinmekle dönemin düşünce geleneğinden ayrı bir yol açmıştır. Onun bilgeliği bir şey bilmediğini biliyor olmanın bilgisine sahip oluşundadır. Ona göre erdem ile bilgi bir birinden farklı şeyler değillerdir, fazilet bilgi ile elde edilir. İnsan bile bile kötü olamaz, kötü oluşu bilgisizliğindendir ve bilgisiz oluşu da kendini bilmeyişindendir. Bu Sokrates’in ahlakçı akılcılığıdır.
Reklam
Pythagoras’a göre insan küçük bir evren olup; akıl, hareket etme, büyüme ve çoğalma kudretine sahiptir. İnsanlar ölür ama ruh ölümsüzdür ve sürekli hareket halindedir. Ruh göçü inancında olan Pythagorasçılara göre ruh bedenden bedene geçer. İnsanın ölümü ile ruhu karadaki, denizdeki ve havadaki canlıları dolaşır, sonra tekrar bir insan bedenine döner. Sonraki hayatların niteliği ilk hayatın niteliğine bağlıdır.
Batı kendi tarihini, kültürünü ve tarihsel dönemlerindeki geçiş aşamalarını, bilimsel keşifleri sanki dünya tarihiymiş gibi diğer toplumlara dikte etmiştir. Bu sayede Batı merkezli tarih, edebiyat, felsefe, bilim diğer toplumların kendilerine yabancılaşmalarına sebep olmuştur. Açıktır ki, kendine yabancılaşan toplum sömürüye açık bir hedef haline gelir.
Batı insan derken kendini kasteder, medeniyet derken kendi medeniyetini kasteder. Kültür, sanat, düşünce, akıl, inanç ve daha birçok alandan söz ederken piramidin en tepesinde hep kendisini bir güneş gibi görür. Aslında Batı tek bir noktada en üsttedir, o da silah teknolojisidir. Bu silah teknolojisi sayesinde kendinin olmayan tüm düşünce, gelenek, akıl, kültür ve medeniyetleri çarmıha germiştir.
Kibrin gölgesinde şekillenen Batı ahlakı çıkarcı, menfaatperest bir yapıya sahiptir. Batı, teknolojisi gelişmemiş toplulukları silahlandırma yoluyla çatıştırmayı ve yıllarca fakir halkları sömürmeyi akılcı bir iş olarak görmüştür.
Reklam
Zerdüştilikte günde beş defa güneş ya da ateşe dönülerek ibadet edilir. Ölüm kötüdür ve ölü, suyu kirleteceği için yıkanmaz, ateşi kirleteceği için yakılmaz, toprağı kirleteceği için gömülmez. Ağlamak, yas tutmak yasaktır. Ceset sessizlik kuleleri denen yüksek yerlere bırakılmalı, akbabalara terk edilmelidir.
Sömürülenlerin yanında yer aldığını söyleyen birinin saraya damat olması düşündürücüdür.
Zerdüşt öğretisinin zirai bir yapısı vardır, kanal açmak, köprü yapmak, tarla işi ile uğraşmak, ekinlere zarar veren şeyleri yok etmek büyük sevap içeren çalışmalardır. Zerdüştlük riyazî bir yaşam yerine çalışmayı teşvik eden bir öğretidir.
Zerdüşt’ün ahlak anlayışı üç ilkede toplanır: 1) Düşünülen iyi düşünülsün. 2) Söylenen iyi söylensin. 3) Yapılan iyi yapılsın.
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.