Taş çemberlerin ortasında yanarak kömür olmuş cesetlerin bulunmasıyla başlıyor kitap. Ortada hiç ipucu yoktur, katilin bıraktığı tek iz cesetlerden birinin göğsüne kazınmış isimdir, Washington Poe.
Yaptığı bir hatadan dolayı görevden alınan Washington Poe, cesetin üzerinde adının bulunmasıyla sıradaki kurbanın kendisi olduğu düşünülerek yeniden göreve çağrılır.
İlk sayfalardan itibaren beni içine alan bir kitap oldu Ölüm Çemberi. Özellikle hiç ipucu olmadan ilerlemesi, adım adım cinayetlerin çözülmesi çok güzeldi.
Olaylar ilerledikçe tüyler ürperten detaylar ortaya çıkıyor. Katilin hayat hikayesini ve cinayetleri işleme nedenini öğrendiğinizde çok üzülüyorsunuz. Ve ben olsam aynı şekilde intikam alır mıydım diye düşünüyorsunuz.
İnsanlar çok paraları varsa ve arkası da sağlamsa her türlü rezilliği yapmayı kendilerine hak görüyorlar, yitip giden başka hayatlar umurlarında bile olmuyor. Hele bunlar birde sahipsiz çocuklarsa.
Cinayetlerin yanı sıra kitap çok güzel bir dostluğu da anlatmış. Kitabın sonunda siz de "Bas o tuşa Poe!” diye bağırmak istiyorsunuz.
Kurgu tek kelime ile muhteşemdi. Olaylar öyle güzel işlenmiş ki şaşırıyor, üzülüyor, merak içinde kalıyorsunuz.
Polisiye sevenlere tavsiye edilir. Keyifli okumalar.