Malik Bin Nebi

İslam Davası yazarı
Yazar
8.2/10
55 Kişi
251
Okunma
63
Beğeni
5,8bin
Görüntülenme

Malik Bin Nebi Gönderileri

Malik Bin Nebi kitaplarını, Malik Bin Nebi sözleri ve alıntılarını, Malik Bin Nebi yazarlarını, Malik Bin Nebi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir görüşü desteklemek için "herkesin bildiği gibi..." "ve bir başka görüşü küçümsemek için de "kimsenin inanmadığ..." ifadelerini kullanmak suretiyle, ya iyice büyüten veya iyice küçülten kalıplara ağırlık verilir. Kısacass, fikir yoksa, her kullanılan kelimenin konuyu aydınlatmak yerine, ona bir karanlık daha eklediği laf kalabalığı vardır sadece. Fikirler evreninde tutarsızlık hüküm sürdüğünde, bunun işaretleri en basit etkinliklerde dahi kendilerini gösterirler. Sözgelimi, bir Arap baş̧̧ehrinin bir sinema afişi üzerinde filmin adı "Kararsızllk ve Gençlik" diye yazılacaktır. Oysa bu filmin "Gençlik ve Kararsızlık" şeklinde başlıklanması çok daha uygun olurdu. Ben eminim ki bu filmi yapan, fikirlerin tabii düzeni meselesi üzerinde, hatta basit bir başlık üzerinde bile bir an olsun durup kafa yormamıştr. Fikirler dünyasındaki tutarsızlık mantıki ilişkilere de sirayet ettiği zaman, zihinlerde her türlü karışıklıkların ortaya çıkmasını bekleyebilirsiniz. Sözgelimi bu zihinler, politik düzende, sebeplerle neticeleri ayırt etmeye çalışmaz. İşte onun içindir ki İslâm toplumu sömürgecilik problemini gündeme getirmiştir, ama sömürgeleşmeye yatkın olma meselesini ihmal etmiştir.
Eylemi saçma veya imkansız kılması pahasına da olsa fikirlerin eylemin parametreleriyle ilişkilerine ilişmemek gerekir. Bu ilişkiler üç düzendedir : Kişiler dünyasına nazaran ahlakî, ideolojik, politik ve hatta daha uygun kabul edilirse psikolojik düzen.
Reklam
Fakat zaman, bu dökümlerin sivri yanlarını, tıpkı bir baskı veya döküm atölyesindeki gibi yontup silecek sübjektifliğimiz, akılcılığımız içinde çalışıyor. Çıkanlan şekillerin artık arketiplerin / ana modellerin sadece soluk görüntüleri olduğu da olur. Yani ifade edilen fikirler ilk kalıplara basılmış fikirlere ihanet ederler. Ve bu ihanet bütün faaliyetlerimizde, ihanet edilen fikirler intikam aldıkları zaman, bir intikam tanrısı (cismani planda bazen korkunç) bir intikam -olarak ortaya çıkar.
Bir medeniyetin eşiğine gelindiğinde, başkalaşmaya uğrayan şeyler dünyası değil, aksine tam anlamıyla kişiler dünyasıdır. Ve o aşamada, teknik bile şeye değil, insana yöneliktir. Bu toplumun sinesindeki yeni ilişkileri yeni temel kurala göre belirleyen sosyal bir tekniktir. Bu yeni temel kural ise ya Kur'an gibi vahye dayalıdır yahut da Cengiz Han Yasası ve 1793 Fransiz Anayasası gibi insanlar tarafindan oluşturulmuştur. Fakat toplumda yeni ilişkilerin ağını kurabilmenin ilk şartı, daha önce gördüğümüz gibi, hayati enerjisinin sinırların belirlemektir. Bir toplumun fikir evreni içinde bir hiyerarşi vardır : İnsanı başkalaştıran fikirler ve şeyleri başkalaştıran fikirler. Birinciler, yani insanı başkalaştıran fikirler, bir medeniyetin eşiğinde hayati enerjiyi şartlandırma gücünü ellerinde tutarlar. Íkinciler, yani şeyleri başkalaştıran fikirler ise, devrenin ikinci safhasında maddeyi şartlandırma gücünü ellerinde bulundururlar. Birincilerin gücü, başkalaşma ve süre bakımından, yeni toplumda doğan kültürr evreninin kutsal veya dünyevi kökenine bağlıdır.
Medenileşme öncesi aşamadaki bir toplum, mütevazı bir kültür evreni oluşturan motivasyonlar ve özel şartlarla kendi ilkel etkinliğini karşılamaya çalışır.
Yaşama tarzı ne olursa olsun -ister Hay İbni Yakzan gibi yalnı, isterse büyük şehirde oturan biri olsun- birey hayati intiyaçlarını karşılamak zorundadır. Bunun için de tabiatında eksik olmayan hayati enerjiyi harcaması gerekir. Fakat bu enerji, brüt haliyle, toplum hayatı tarafindan özümlenemez.
Reklam
596 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.