Marcel Mauss sözleri ve alıntılarını, Marcel Mauss kitap alıntılarını, Marcel Mauss en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Din, büyüdeki başarısızlıklardan ve hatalardan doğmuştur. Başlangıçta tereddütsüz bir şekilde düşüncelerini ve bu düşünceleri bağdaştırma biçimini nesnelleştiren, kendi kendine telkin ettiği düşünceler gibi şeyleri yarattığım tasavvur eden ve kendi davranışlarına hakim olduğu gibi doğal güçlere de hakim olduğunu sanan insan, sonunda dünyanın kendisine karşı direndiğini fark etmiştir; ve dünyayı, bir zamanlar kendisine mal ettiği gizemli güçlerle donatmıştır hemen; kendisi tanrı olduktan sonra, dünyayı tanrılarla doldurmuştur.
Marangoz Arthur'a şöyle dedi: "Sana çok güzel bir masa yapacağım, bin altı yüz kişi ve daha fazlası oturabilecek ve etrafinda dönebilecek ve hiçbiri dışarıda kalmayacak... Hiçbir şövalye kavgaya girişemeyecek, zira burada yukarı seviyedekiyle aşağı seviyedeki aynı zeminde olacak."
Toplumlar, kendilerinin, alt-gruplarının ve nihayet bireylerinin ilişkilerine, vermeye, almaya ve geri vermeye istikrar kazandırmayı bildikleri ölçüde gelişmişlerdir. İşe başlamak için öncelikle mızrakları bırakmayı bilmek gerekmiştir.
Bütünlüklü bir millet belirli bir derecede demokratik bir merkezî iktidar ile her halükarda milli egemenlik kavramına sahip ve genellikle sınırları bir ırk, bir medeniyet, bir ahlak yani tek kelimeyle millî bir karakterle belirlenen sınırları olan, yeterince bütünleşmiş bir toplumdur. Bu unsurlardan birkaçı eksik olabilir; demokrasi Almanya ve Macaristan'da kısmen, Rusya'da ise tamamen eksikti; Belçika ve İsviçre'de bir dil birliği yoktur; Büyük Britanya bütünleşmiş bir toplum değildir (İskoçya özerk bir şekilde yönetilmek tedir). Fakat tamamlanmış milletlerde tüm bu unsurlar birbirleriyle örtüşür. Bu örtüşmeler nadirdir ancak tam da bu nedenle dikkate şayan ve eğer fikrimizi beyan etmemize müsaade varsa, daha güzeldirler. Çünkü toplumları, hayvanlar ya da bitkiler gibi ele alarak, hatta siyasal ön yargılara kapılmadan değerlendirmek mümkündür.
Bağımsızlık kavramı vatan kavramıyla kendini gösterir ve bunun birtakım sonuçları vardır: bayrak kültü, geri alınmamış topraklar düşüncesi, askerî sınırların emniyetine ilişkin kaygı, mağlubiyet karşısında duyulan intikam hissi, her türlü iç müdahaleye, egemenlik hakkına karşı yapılan her türlü saldırıya, tüm diplomatik entrikalara ve askerî tehditlere karşı direniş.
...
Bağımsızlığın ikinci tezahürü ekonomiktir. Bunu da eş derecede önemli olarak kabul etmek gerekir. Bu barış dönemine kadar ve hatta günümüzde, bilinen en geniş beşeri ekonomik birlik millettir.