"Biz hepimiz fotoğraf çektirdik."
...
"Eşim, ben ve çocuklar, hep birlikte. İlerisi için çok güzel bir anı olarak kalır. Daha nelerin olacağını bilemeyiz ama hiç olmazsa elimizde bir hatıra fotoğrafı kalmış olur."
"Gördün mü?" dedi babam eve yaklaşırken, "Bize bir şey yapamazlar." Komşunun bahçe çitinin önünden geçerken tekrar mırıldandı: "Bize bir şey yapamazlar."
Önceleri bize hiçbir şey olmayacağını düşünmüştük. Başka kimliklerimiz vardı ve o yüzden sanki artık "sıradan" insanlar gibiydik. Ama yine de sokakta kendimizi hiçbir zaman güvende hissetmiyorduk.
Durdum, birilerini bekliyormuşum gibi inen yolculara baktım. Aşina bir yüz karşımda bitiverirdi belki. Fakat amcamın inancı yoktu bende. Onlar bir daha dönmeyeceklerdi; ne babam ne annem ne Bettie ne Dave ne Lotte.
"İnsanların bizi niçin korkutmaya çalıştıklarını bir türlü anlayamıyorum. Tanrı aşkına, bize ne yapabilirler ki?"
"Yeni yerler görme şansımız olacaktı."
Babam şarkı tarzında şükran duaları söyleyerek Mısır’dan göçü anlatırdı, biz de mayasız ekmek ve acı ot yerdik, geçmişin acılarını tatmak için… Sonsuza dek.