Balgam, sümük, tükürük, "tatak" hepsi aynı şeyin türleri. Bu
terimler, vücudun çeşitli membranlarında (tabi adı mukus membranıdır) yer alan koyu bir sıvı olan mukusun farklı şekillerini ifade etmek için kullanılırlar. Mukus büyük oranda müsinden (lubrikatif proteinlerden) ve suda çözünmeyen inorganik tuzlardan oluşur, mukus normal soluk alıp verme sırasında burna giren yabancı maddecikleri yakalayarak, ciğerlerin korunmasına yardımcı olur. Aynı zamanda yutkunmayı kolaylaştırıp mide asidinin, mide duvarına zarar vermesini engeller.
Mukusun diğer türlerine gelince; balgam da bir tür mukustur. Tanım itibarıyla balgam, burun kanallarındaki mukus (ki onlara sümük diyoruz) ve öksürükle atılan mukus hariç solunum sistemince üretilen mukusla sınırlıdır. Soğuk ve ıslak bir nitelik taşıyan balgam, Orta Çağ hekimliğinde dört ana vücut salgısından biri olarak kabul edilirdi. Duygusuz ve cansız davranışların sorumlusu olarak görülürdü, işte phlegmatic(ağırkanlı) sözü de buradan gelir.
"Tatak"ın ise pek tarihçesi yoktur, kurumuş mukus ya da sümük için kullanılan argo bir sözcük sadece. Burunda ve boğazda mukus bulunması normaldir. Hastalandığınızda mukus kalınlaşıp renk değiştirebilir. Renk, bakteri enfeksiyonunun bariz bir göstergesi değildir, ama sürekli pas rengi ya da yeşil renkte olan bir mukus, daha ciddi durumların habercisi niteliğindedir.