Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mark Leyner

7.4/10
12 Kişi
46
Okunma
2
Beğeni
938
Görüntülenme

Mark Leyner Gönderileri

Mark Leyner kitaplarını, Mark Leyner sözleri ve alıntılarını, Mark Leyner yazarlarını, Mark Leyner yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ruhunuzu dinlendirmek için uzun bir banyo gibisi yoktur. Buradaki tek sorun, banyonun sonrasında ellerinizde ve ayakla­rınızda ortaya çıkan o kötü görüntüdür. Bu görüntünün neden oluştuğu sorusunun en basit yanıtı, uzun bir banyo sırasında cildimizin dış tabakasının (yani epidermisin) suyun bir kısmını emmesidir. Buyrun size yaşlı nine cildi! Ayaklar ve ellerdeki deri, vücudun geri kalanını saran deri­den daha kalındır bu yüzden de, buradaki değişiklikler daha ko­lay fark edilir. Epidermis genişlediği zaman altında bulunan ta­baka, yani dermis şişmez, bu yüzden de epidermis yer yer bü­züşür. Ne hoş, değil mi?
Altın KitaplarKitabı okudu
Alın bu bilgilerle ne yaparsanız yapın :'D
Ortalama bir osuruğun %59'u nitrojen, %21 'i hidrojen, %9'u karbondioksit, %7'si metan ve %4'ü oksijenden oluşur. %1'inden azı ise kötü kokmasına neden olan şeydir. Osuruğun ortaya çıktığı andaki ısısı 37 derecedir. Osuruğun hızı saniyede üç metre olarak ölçülmüştür. Bir kişi günde yarım litre kadar osuruk üretir. Kadınlar da erkekler kadar osurur. Osuruğa kötü kokusunu veren şey hidrojen sülfid gazıdır. Bu gazın içinde sülfür bulunur ki, kokan bileşik işte budur. Beslenmeniz ne denli sülfür ağırlıklı olursa gazınız o kadar kötü kokar. Ağır gaz kokusuna neden olan yiyeceklerden bazıları fasulye, lahana, peynir ve yumurtadır. Bir de soda. Çoğu insan günde yaklaşık 14 kez osurur. Tüm bunlar önemli gerçekler ama sorumuza dönersek; osuruğu tutuşturmak gerçekten mümkün müdür? Yanıt evet! Osurukların alev alma özelliği hidrojen ve metandan gelir. Bu gazların oranı ise daha çok insan kolonunda bulunan ve sin­dirimi ya da mayalanmayı gerçekleştiren bakterilere ve kolona varmadan önce gastrointestinal sistem tarafından emilmemiş olan yiyeceklere bağlıdır. Gazı tutuşturmanın tehlikeli bir yanı da vardır, ama lise gençliği bu konuya pek aldırış etmez.
Altın KitaplarKitabı okudu
Reklam
Singultus tuttuğunda :')
Doktorlar sürekli karmaşık sözcükler kullanmakla, böylece aşırı zeki ya da tamamen insanlardan kopuk bir izlenim yaratmakla tanınırlar. Hıçkırığın tıp dilindeki karşılığı olan singultus sözcüğü ise doktorların konuşmalarının kulağa hangi zamanlarda komik geldiğine dair mükemmel bir örnektir. Hıçkırık, rahatsız edici bir durum oluştuğu zaman diyaframın havayı hızla yukarı doğru, kesik kesik bir ses yaratacak şekilde ittirmesi sonucu ortaya çıkar. Diyaframı rahatsız edip hıçkırığa neden olan şeylerin arasında midenin yemek, alkol ya da hava ile şişmesi, mide ısısında ani değişimler ya da alkol veya aşırı tütün kullanımı da bulunuyor. Ayrıca heyecan ve stres de hıçkırığa neden olabiliyor.(...) Geçerliliği ispat edilmemiş tedavilerden birini deneyebilirsiniz: 1. Bir kese kağıdının içine nefes alıp vermek. 2. Ağzınızın ters tarafıyla bir bardaktan su içmek. 3. Nefesinizi tutmak. 4. Bir çay kaşığı şeker yemek. 5. Limonu delip emmek. 6. Parmaklarınızla kulaklarınızı tıkarken pipet ile bir bardak su içmek. 7. Bir iki dakika boyunca saçınızın tepesinden tutup çekmek. 8. Damağınıza bir parça pamuk koyup onu hafif hafif ovmak. 9. Diliniz kuvvetle çekmek.
Altın KitaplarKitabı okudu
Yılanın soktuğu yeri emmek sadece etkisiz olmakla kalmayıp yara çeperinde enfeksiyona da neden olabilir. Amerikan Kızılhaç'ına göre yılan sokması durumunda izlenmesi gereken adımlar şöyle: 1 . Yarayı sabunlu su ile yıkayın. 2 . Yaralı bölgenin hareket etmesini engelleyin ve kalpten aşağıda tutmaya çalışın. 3 . Tıbbi yardım isteyin. Toksikoloji uzmanları zehrin yayılmasını engellemek için size, ısırılan bölgenin üst kısmına, çok fazla sıkmadan sargı bezi sarmanızı da önerebilirler. Ancak bunun dikkatlice yapılması gerekir, çünkü kan akışını tamamen kestiği takdirde, sargı bezinin kendisi ayrı bir sorun yaratabilir. Ardından hastanın hızla acil servise götürülmesi gerekir. Birçok yılan türü için panzehir mevcut. Diğer tedavi yöntemlerinin arasında antibiyotik ve ameliyat vardır.
Altın KitaplarKitabı okudu
Dikkat!
Kulaklar çoğunlukla rutin temizlik gerektirmez. Onlar kendi kendini temizleyen fırınlar gibidir. Yer çekimi ve vücut ısısının yardımıyla kulak kiri yavaş yavaş çıkış yolunu bulur. Eğer dış kulakta kir oluşursa temizlemek için kulak pamuğu kullanılabilir. Eğer elinizde olmadan daha derinlere inerseniz kiri sıkıştırma ya da kulağa hasar verme durumunuz olabilir. Eğer kiri kulağınızın içlerine doğru iterseniz de acı çeker ve yarı sağır olursunuz. Kir tıkanıklığını gidermeye yardımcı olabilecek reçetesiz preparatlar vardır, ama şırınga ile ılık su vermek çoğu zaman işe yarar. Son çare olarak bir kulak doktoruna ya da iyi bir temizleme için acil servise gidebilirsiniz.
Altın KitaplarKitabı okudu
Denizanası ısırığına işemeyiniz.*
Birçok denizanası ısırığı için yapılması gerekenler şunlardır: Eldiven kullanılarak tüm dokunaçlar temizlenmeli. ısırılan bölge ev sirkesi ile temizlenmeli. Sirkedeki asetikasit deride kalan yakıcı kapsüllerin (ısıran hücreler) salgısını bloke edecektir, bu yüzden bol miktarda sürülmeli. Eğer sirke bulunamazsa kapsülleri temizlemek için tuzlu su da kullanılabilir. Yapılan testlerde idrar, amonyak ve alkolün aktif haldeki ısırılan hücreleri tetiklediği görülmüştür, yani bunları ısırılan bölgeye uygulamak önemsiz gibi görünen bir ısırığı daha da kötüleştirebilir. Bu yüzden de, denizanası ısırığına işemek hem iğrenç, hem de acı verir.
Altın KitaplarKitabı okudu
Reklam
Yanığın üzerine tereyağı sürülür mü?/Deli misiniz?
Hayır. Tereyağını kahvaltıda yiyin. Tereyağını yanığa sürmek akıllıca bir fikir değildir. Isıyı deriye hapseder ve acının süresini uzatır. Onun yerine soğuk suya başvurun. Aslında yanık acısına iyi gelebilecek birtakım doğal ürünler olduğunu söylemeliyim , bunlar Hint tıp literatüründen bilgiler: haşlanmış patates kabuğu ve bal. Neden mi bal? Baldan bazı durumlarda antibakteriyel etkileri yüzünden yararlanılır. Haşlanmış patates kabuğu ise sıra dışı bir tedavi yöntemi gibi görünse de, nemli bir ortam yarattıkları doğrudur. Elinizi yanlışlıkla sıcak tavaya yapıştırdığınızda yapmanız gereken şey, yaranızı akan suya tutarak iyice rahatlattıktan sonra antibiyotikli merhem sürmektir. Ağır yanıklar içinse acil servise gitmeniz gerekir.
Altın KitaplarKitabı okudu
Tırnakların diplerindeki yarım ay şeklindeki soluk renkli şekillere lunula diyoruz. Bu şekiller sertleşme sürecinin hangi noktalarda tamamlanmadığını gösterir.Amerikan Dermatoloji Akademisi tırnaklarla ilgili aşağıdaki gerçekleri bildirmiştir: *Tırnaklar günde yaklaşık 0.1 mm. kadar uzar. *El tırnakları ayak tırnaklarından biraz daha hızlı uzamaya eğilimlidir. *Ayak tırnakları el tırnaklarının yaklaşık iki katı kalınlıktadır. *Tırnaklar genelde yazın, kışın olduğundan daha hızlı uzamaya eğilimlidir. *Erkeklerin tırnakları genelde kadınlarınkinden daha hızlı uzar. *Daha çok kullandığınız elinizin tırnakları daha hızlı uzamaya eğilimlidir.
Altın KitaplarKitabı okudu
Sümük nedir?
Balgam, sümük, tükürük, "tatak" hepsi aynı şeyin türleri. Bu terimler, vücudun çeşitli membranlarında (tabi adı mukus membranıdır) yer alan koyu bir sıvı olan mukusun farklı şekillerini ifade etmek için kullanılırlar. Mukus büyük oranda müsinden (lubrikatif proteinlerden) ve suda çözünmeyen inorganik tuzlardan oluşur, mukus normal soluk alıp verme sırasında burna giren yabancı maddecikleri yakalayarak, ciğerlerin korunmasına yardımcı olur. Aynı zamanda yutkunmayı kolaylaştırıp mide asidinin, mide duvarına zarar vermesini engeller. Mukusun diğer türlerine gelince; balgam da bir tür mukustur. Tanım itibarıyla balgam, burun kanallarındaki mukus (ki onlara sümük diyoruz) ve öksürükle atılan mukus hariç solunum sistemince üretilen mukusla sınırlıdır. Soğuk ve ıslak bir nitelik taşıyan balgam, Orta Çağ hekimliğinde dört ana vücut salgısından biri olarak kabul edilirdi. Duygusuz ve cansız davranışların sorumlusu olarak görülürdü, işte phlegmatic(ağırkanlı) sözü de buradan gelir. "Tatak"ın ise pek tarihçesi yoktur, kurumuş mukus ya da sümük için kullanılan argo bir sözcük sadece. Burunda ve boğazda mukus bulunması normaldir. Hastalandığınızda mukus kalınlaşıp renk değiştirebilir. Renk, bakteri enfeksiyonunun bariz bir göstergesi değildir, ama sürekli pas rengi ya da yeşil renkte olan bir mukus, daha ciddi durumların habercisi niteliğindedir.
Altın KitaplarKitabı okudu
Ter neden kökü kokar?
Siz hiç "domuz gibi terlemek" ifadesini kullandınız mı? Bir düşünün bakalım. Domuzlar terlemez ki! Domuzların ter bezleri yoktur ve bu da onların neden serinlemek için kirin ve çamurun içinde yuvarlandıklarını açıklar. İnsanlara gelince; bizler ısı fazlasını vücuttan atabilmek ve normal vücut ısısını muhafaza edebilmek için rutin olarak terleriz. Bir insanda ortalama 2.6 milyon ter bezi vardır ve bunlar dudaklar, meme uçları ve harici cinsel organlar dışında, vücudun her yerine dağılmışlardır. İki farklı ter bezi vardır; ekrin ve apokrin. Bu bezlerin boyutları birbirlerinden farklıdır ve farklı türde ter üretirler. Ekrin (eccrine) bezleri vücudun her yerinde bulunur. Apokrin (apocrine) bezleri ise farklıdır, çünkü onlar daha çok koltuk altı ve kasıklarda bulunur. Daha büyüktürler ve kıl foliküllerinin içine açılırlar. Her ne kadar ter, daha çok sudan ibaret olsa da, koltuk altı terine o harika süt rengini ya da sarı rengi veren şey, apokrin ter bezlerinde bulunan az miktardaki protein ve yağ asitleridir. Leke bırakmasına neden olan şey de yine budur. Terin kendisi, ister koltuk altından gelsin, isterse de vücudun diğer bölgelerinden; kokusuzdur. Olay ancak terin, derinin üstünde doğal olarak var olan bakterilerle karışması ile başlar. Ortaya çıkan kendine has kokuya bromhidroz denir, yani kötü kokulu ter.
Altın KitaplarKitabı okudu
70 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.