Son yıllarda evi yakın bir arkadaşımmış gibi hisseder olmuştum. Sevgilim gibiydi. Hayatımın uzun saatlerini emen, duvarlarına sigara dumanıymışım gibi nüfus ettiğim bir yüzey. Ona doğru yürürken bana göz kırptığını hayal edebiliyordum. Pencereleri tabii ki gözleri, dümdüz duran arka kapısı da ağzıydı. Bütün gün orada olsam da yine aynı hissi yaşamaya can atıyordum; sakinlik, merkezi ısıtma sisteminin sıcaklığı, duvarlarının kati varlığı.