Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Meghnad Desai

8.5/10
3 Kişi
13
Okunma
1
Beğeni
653
Görüntülenme

Hakkında

Meghnad Desai 10 Temmuz 1940’ta Hindistan’da doğdu. Bombay Üniversitesi’nde eğitimini tamamladıktan sonra Pensilvanya Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı. 30 Nisan 1991’de Lord ünvanını aldı. 1965’ten beri Londra İktisat Okulu’nda (London School of Economics) ders vermektedir. 1983 yılında iktisat profesörü oldu. 1984 - 1991 yılları arasında Uygulamalı İktisat Dergisi ’nin (Journal of Applied Economics) editör yardımcılığını üstlendi. 1992’de Küresel Yönetim Çalışmaları Merkezini (Centre for the Study of Global Governance) kurdu. Yapıtlarından Bazıları Marksist İktisat (Marxian Economics), 1979. Monetarizmin Testi (Testing Monetarism), 1983. Küresel Finansal Krizler ve Reformlar (Global Financial Crisis and Reforms), 2001. Marks’ın İntikamı (Marx’s Revenge), 2002. (çok yakında yayınevimizden çıkacak)
Tam adı:
Meghnad Jagdishchandra Desai, Baron Desai
Unvan:
Hint Asıllı İngiliz Ekonomist
Doğum:
Vadodara, Hindistan, 10 Temmuz 1940

Okurlar

1 okur beğendi.
13 okur okudu.
1 okur okuyor.
13 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ticaret, özgürlükle birlikte geldiğine göre nasıl oldu da, istedikleri gibi davranma özgürlüğüne sahip olan işçiler kendilerini ücretli emekçiler olarak teslim ettiler ?
Sayfa 9 - Efil yayınevi
Marx için, değer teorisi, kapitalist toplumun özelliğini açıklamanın anahtarı idi. Değer kavramı, ona göre, hüküm süren toplumsal ve iktisadi koşulların gelişen üretici güçler ve servet birikiminin, bir yanda geçimini sağlamak için çalışmak zorunda olanlar, öte yandan bunları kendileri için çalıştıranlar olmak üzere toplumun sınıflara bölüşümünün, sefalet ve zenginlik karşıtlığının bir açıklamasının merkezini oluşturmaktaydı.
Reklam
Marx için değer toplumsal bir ilişkidir. Nasıl olur da, herkesin yasa karşısında eşit olduğu ve insanların zorlamayla karşılaşmadan serbestçe sözleşme yaptıkları bir toplumda, sömürü olabilir? Marx’a göre değer teorisinin en başta cevapladığı soru işte budur.
Emeğin mübadele değeri ile kullanım değeri arasındaki açık, kapitalist toplumda işçinin sattığı şeyin iş gücü olduğu kavramı ve emeğin mübadele değerinin, işçinin Özgül işinden bağımsız olarak belirlenmesi. Bu üç öğe, Marksist Emek teorisinin can damarıdır. İş gücü değeri ile artık değer arasındaki bölünmeyi, ne işçi ne de sermayeci, doğrudan algılar. İşçi, tam günlük çalışması karşılığında para aldığını sanır. Oysa günün sadece bir parçası sattığı iş gücünün değerine eşittir.
İş gücünün değeri Marx’a göre, işçinin çalıştığı özgül işten bağımsız ve önce kararlanır. İş gücünü (L), belirli bir mal tomarı elde etmek üzere bir para toplamına (P) karşılık bir kez mübadele edince emekçinin zamanı iş günü boyunca sermayesinin tasarrufuna geçer. İş gücünün mübadele değeri ile kullanım değeri arasındaki açık şimdi önem kazanır. Emekçinin, iş günü sırasında harcadığı şey, artık iş gücü değildir, artık potansiyel kapasite değildir, fiili emektir. Sermayeci tarafından üretim gereçleri (ÜG) ile birlikte kullanıldığında emeğin kullanım değeri, işçinin yarattığı katma değer kadardır. Emeğin bu kullanım değeri, iş gücünün mübadele değerinden fazladır. Aradaki açık, artık değerdir. Sermayeci artık değere el koymayı umduğu için emek satın almaya çalışır.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok