Mehmet Asaf 1874'te İstanbul’da doğdu. Sırasıyla Mahalle Mektebi, Numune-i Terakki, Beyazıt Rüştiyesi ve Vefa İdadisi'nde okudu. 1899'da Galata Borsası'nda konsolit alımına başladıktan sonra Konsolitçi Asaf adıyla anılmaya başladı. 1900'da gazeteciliğe ilk adımını attı (Işık, 2007:731). Hayatı boyunca muhalefeti benimsese de bazı yazılarıyla padişahın ve sadrazamın takdirlerini kazanır. 1908’den sonra Mevlanzâde Rıfat’ın Serbestî gazetesinde İttihat ve Terakki Partisi’ni ilk eleştiren yazıları yazdı. 1910’da bazı gençlerle çıkardığı İnsaniyet gazetesindeki “Caka ve Tahakküm” başlıklı yazısı üzerine öldürülmesine karar verildiğini Ömer Seyfettin’den öğrendiği için bir süre saklandı. Sonrasında yakalanıp mahkemeye sevk edildi ve sürgünleBursa’ya gönderildi. Altı ay sonra İstanbul’a dönebildi. Millî Mücadele aleyhinde de yazılar yazan Mehmet Asaf, gerçeği anlayınca Serbestî gazetesinin adını Vahdet şeklinde değiştirerek siyasi hayatını bitirdi (Cunbur, 2002: 316-317). 1931'de muhalif milletvekili sıfatıyla TBMM'ye girmek için Atatürk’e bir mektup yazdığı konusunda çeşitli rivayetler vardır (İnuğur, 1999: 88).
İlk şiiri 15 Mayıs 1900'deTerakki'de (İhsan Işık dergi, Müjgan Cunbur gazete demiştir. Metne ulaşılamamıştır.) yayımlanan Mehmet Asaf, Tarik, Sabah, İkdam, Saadet, Mâlûmât, Servet, Gayret, Serbestî gazetelerinde, Kadınlar Dünyası, Cingöz, Gıdık, Zümrüt-i Anka ve Ayna dergilerinde yazılar yazdı. 1930’da mizah dergisi Boşboğaz'ı çıkardı (Cunbur, 2002: 316-317; Işık, 2007: 731). Şiir, roman ve hikâye türünde eserler veren Mehmet Asaf’ın şairliği Divan edebiyatı geleneği çerçevesindedir ve Muallim Naci’nin etkisi altındadır. Gazel, nazire, kaside ve tahmis çerçevesinden dışarı çıkamayan sanatçı, Rıza Tevfik’in şiir alanında benimsediği yolu da dener ve âşık tarzı şiirler ve nefesler yazar. Roman yerine küçük hikâye demenin daha uygun olduğu eserlerinde aşk kırgınlıklarını işlemiştir.Folklorik açıdan oldukça güçlü olan metinlerde, millî ve mahalli özelliklere oldukça yer verilir (Çapanoğlu, 1961: 11-12).