1965 yılında Gediz-Kütahya’da doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Gediz’de tamamladı.1988 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Bölümünden mezun oldu. Aynı yıl Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Eğitim Programları ve Öğretim alanında Yüksek Lisans Programına başladı. 1989 yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitim Programları ve Öğretim Bölümünde araştırma görevlisi oldu. 1990 yılında Yüksek Lisansını tamamladı. 1992 yılında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde Eğitim Programları ve Öğretim alanında doktoraya başladı. 1995 yılında Ankara Üniversitesinden Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü’ne geçti. 1997 yılında doktorasını bitirdi ve aynı yıl Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsünde yardımcı doçent olarak öğretim üyeliğine atandı. 1998 yılında Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümünde görevlendirildi. 2004 yılında Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsünden Eğitim Fakültesi İlköğretim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalına atandı. 2009 yılında doçent, 2014 yılında profesör oldu. Prof. Dr. Mehmet GÜLTEKİN halen Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Temel Eğitim Bölümü Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalında öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Prof. Dr. Mehmet GÜLTEKİN’ in sınıf öğretmenliği alanında lisans ve lisansüstü dersler yürütmekte; eğitimde program geliştirme, öğretmen yetiştirme, ilköğretim programları ve hayat bilgisi öğretimi konularında çalışmalar yapmaktadır.
Qelbê Xanî sedefa gewherê 'irfan e welê
Metinxwanek nebitin sahibê me'na çi bikit
Xanî'nin şiirleri birer incidir, uyarıdır ama
Ülkede okuyucu yoksa şairler ne yapsın
Tarih okunmadıkça, hiçbir toplumun var oluş gerçekliği çözümlenemez. 300 yıl önce bir dilin,bir ulusun kaderine terk edilişi,ayağa kalkamadan sindirilmeye çalışılarak,yaşadığı coğrafyayı sistematik antlaşmalar ile parçalayarak yok etme amacı Ehmedê Xanî'nin ulusal bilinç ve edebi yanı ile tarih sayfalarına kazınmıştır. Kürt dilinin edebiyat dünyasına girmesi, o dönem Arapça ve Farsça'nın ön planda olup beyliklerin resmi lisanı olmasına rağmen Kürt dilini ayağa kaldırıp resmileştiren bir aydının direncini görüyor ve takdirle karşılıyoruz.
Ulusu var eden dildir, dilin ölümü ulusu yok eden silahtır...