Evinin her basılışında
Aynı rahatlıkla açtı kapıyı.
Ve müdüriyette her kalkışında sopanin altından (yanaklarında parçalanmış gözlüğü ve tabanlarında ayıpladığı bir sızı)
yüreğinde fakat
Hiçbir şey söylememiş
Hiç kimseyi ele vermemiş olmanın rahatlığı,
Aynı rahatlik...
Ve galiba üçüncü girişinde İstanbul Cezaevine
Aynı rahatlikla yattı açlık grevine arkadaşlarla beraber,
Ve tayınları yastık yaptılar
Ayaklarında pranga
Ve ıslak çimentoya uzandılar yarı çıplak .
Anlamak;
En büyük rahatlık.
Karşı konulmaz zoru sosyal zaruretlerin
Ve kavga;
Akıl,
Yürek,
Yumruk,
Alabildiğine nefret,
Kin,
Alabildiğine merhamet,
Sevgi,
İnsan insanı sömürmesin diye
Ve daha adil bir dünya
Daha güzel bir memleket için