Mehmet İpşirli kitaplarını, Mehmet İpşirli sözleri ve alıntılarını, Mehmet İpşirli yazarlarını, Mehmet İpşirli yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"XVI. asırdan itibaren padişah ve sadrazamlar, Divan-ı Hümâyun üyesi olmamakla birlikte giderek artan bir şekilde şeyhülislâmın görüşüne müracaat etmiş, XVII.yüzyıldan itibaren şeyhülislâmlar idarenin fiilen içinde bulunmuştur."
"Padişah hocası şeyhülislamlığa tayin edilirsa 'câmiu'r-riyâseteyn' unvanını alırdı. Üç şeyhülislam, Hoca Sadeddin, Seyyid Feyzullah ve Hasan Fehmi Efendiler, bu unvanla anılmıştır."
"Sadrazamların şeyhülislamları ziyareti, ilk defa 1584'te Sadrazam Özdemiroğlu Osman Paşa'nın padişah emriyle Çivizâde Mehmed Efendi'yi ziyaret etmesiyle başlamış, daha sonra bu teamül haline gelmiştir."
"İlmiye geleneğine ve kanununa göre ulemâya verilen en ağır ceza azil ve sürgündü. Osmanlı tarihinde istisnaî olarak bazı nazik durumlarda ulemâya ölüm cezasının verildiği bilinmektedir. Osmanlı tarihinde üç şeyhülislâm örf ve âdete aykırı olarak ölüm cezası ile cezalandırılmıştır."
"Fikirleri, fetvâları hatta mizacı sebebiyle hakkında ciddi tartışmalar cereyan edip azledilen ilk şeyhülislâm Çivizâde Muhyiddin Mehmed Efendi'dir (ö.1547). Onun alışılagelmiş sisteme muhalif fetvâlar vermesi azline yok açmış olmalıdır."
"Kurumun beş asırlık tarihi boyunca 131 şeyhülislâmın görev yaptığı düşünüldüğünde ortalama sürenin üç buçuk yıl olduğu görülür. Bazı şeyhülislamların birden fazla bu makama tayin edilmesi sebebiyle 185 görev değişikliği (tebeddül) olmuştur."
Mehmet İpşirli’nin Osmanlı İlmiyesi kitabını gerçekten çok beğendim.Özellikle ilmiye alanında son yıllarda okuduğum en iyi eser olabilir, hoca gerçekten çok detaylı şekilde baştan sona büyük bir dikkatle ilmiyenin yaşadığı tüm süreci okuyucuya sunuyor.Tarih alanında okuma yapıyorsanız okumanızı tavsiye ederim, kitap sayesinde aklımda cevabı olmayan birçok soruya cevap bulabildim.Baskısını ise pek beğenemedim, cilt ve sırt kalitesi beni tatmin etmedi.
"Sünnî geleneğin bir devamı olarak Osmanlı uleması daima sistemin içerisinde ve yönetimin temel unsurlarından birisi olmuş ancak hiçbir zaman devleti ele geçirme teşebbüs ve niyeti olmamıştır."