“Dedemin her öyküsünde mutlaka yer alırdı Kudüs. Öyleki Nur’un “Kudüs nerede dede?” sorusuna “Kalbimizde, davamızda, sevdamız da kızım.” diye cevap vermişti. Zaten benim adımı Ömer Kudüs koyması da bu sevginin en büyük kanıtıydı.”
Dün akşamdan aklımızda kalan ise dedemin “Kudüs’ün fethi İstanbul’un fethiyledir. İstanbul’un fethi ise Ayasofya’ya abdest ile girmekledir.” sözü olmuştu..
Iztırabın gölgesinde bir umut serinliği,
Çekilin yoldan, geliyor dünya gerçekliği, Salmayın etrafa korku, ümitsizliği,
Bu bir sevda kavgasıdır, unutmayın kardeşliği...
Muazzam hayalgücü ile yazılmış bir Ayasofya öyküsü... Dedenin hikayeleri, çocukların sandıktaki taşlar ile olan maceraları.. Zaman tüneline girip, İstanbul’un fethi zamanına gidip, Fatih Sultan Mehmet’in fetih çadırına konuk olmaları..
Kısa, öz ve güzel bir öyküydü..