Herkese Merhaba….
Bu gün sizlere Yalnızlar Apartmanı kitabı ile geldim. İlk olarak Yazarın kaleminin çok akıcı ve cümlelerinin eşsiz olduğunu söylemek başlamak istiyorum. İçerisinde dört öykü bulunan kitabın bağlantılı iki öyküsünü çok severken diğer iki öyküsünü sevemedim. Ali’nin düştüğü buhran ve Nalan’ı bu kadar iyi anlamak beni çok etkiledi. Kitabın konusunda sadece bağlantılı iki öyküye yer verdim. Merak edenlere tavsiyemdir…
Gelelim Konusuna;
Ali hep hayatında olacağına inandığı, bu sebeple ona karşı serzenişlerini her zaman geçiştirdiği Nazan tarafından herşeyin bittiğini onu aramaması, arasa da bulamayacağını anlatan bir mektupla terk edildiğinde derin bir hüsrana sürüklenir. Onu arayıp bulamadığında ise İzmir’deki hayatını geride bırakarak Istanbul’a yerleşir. Yıllarca İstanbul’da herkes düzenli bir hayatı olduğunu sanarken o fırsat bulduğu her an İstanbul’u gezerek Nazan ile karşılaşmaya çalışmaktadır. Bir gün Nazan’ı bir arabada gördüğünde ise karşılaşma hayalinden vazgeçerek saplantılı bir şekilde onu aramaya başlar. Bu şekilde geçirdiği yedi yılın sonunda işinden de kovulunca eski bir tanıdığının sayesinde yıllardır kurduğu film hayalini gerçekleştirebilmek için sürekli filmcilerin, reklam şirketlerinin uğradığı bir antikacı da işe başlar. Sonrasında ise hayat onu kendi gerçekleriyle yüzleştirir. Neler olacak? Ali Nazan’ı bulabilecek mi? Bu süreçte neler yaşayacak? Nazan bir aşk mı yoksa alışkanlık mı? Öğrenmek isteyenlere keyifli okumalar dilerim…”