Onlardan mısın sen de?
Gözlerini kaçırarak konuşanlardan?
Hani o kırıldığını bile söylemeyenlerden? Memnun oldum. Ben de.
Sana bir şey diyeyim mi?
Bizi daha çok üzerler.
❝Ne hayatın fırtınalarından kaçabilirsin ne de yolunun kesiştiği insanların hayatına dokunuşlarından. Güneş her gün doğup batarken, sana değip geçen her olay, her insan senden bir şeyler götürürken, içinde bambaşka hislerde filizlendirir.
Zaman, seni değiştirir. Zaman, seni güçlendirir. Zaman, seni iyileştirir. Zaman, sana mutlaka bir çıkış yolu sunar.
Hayat, zamanın senden götürdüklerinin yasını tutmakla değil, yerine koyabilmekle alakalı. Hayat unutamamanın kasvetinde kavrulmakla değil, huzurla hatırlamakla alakalı. Hayat, filizlenmeye başlayan her yeni umudu tutup yeşertebilmekle alakalı.
Hayat kendini anlamakla, kendini tanımakla alakalı.
Hayat senin ve önce seninle alakalı!❞
☆☆☆
Nalan... Okurken seni, yaşadıklarını o kadar iyi anladığım için çok üzüldüm. Keşke ikimiz de böyle duygular yaşamasaydık. Neyse ki Nalan kendinin daha değerli olduğunun farkına varıp ve harekete geçiyor. Ali.. Sana diyecek hiçbir sözüm yok maalesef. Yaşadığın acının getirdiği sorumluluğu bir başkasının omuzlarına yüklememeliydin. Son hikaye zaten çok iyiydi. Gayet başarılı bir eser olmuş. Umarım hak ettiği değeri bulabilir.
İnstagramda sayfasındaki pek çok alıntıyı beğenince kitabını alıp okumak istedim. Kitap bazen bir cümle bazen bir paragraftan oluşan sayfalar içeriyor.
Okuması rahat, kafa dağıtmak için güzel bir tercih.
Alıntılara göz atıp sevip sevmeyeceğinizi tahmin edebilirsiniz.
Hep mutlu kalın
Kendine DönMert Şer · Müptela Yayınları · 2022439 okunma
Herkese Merhaba….
Bu gün sizlere Yalnızlar Apartmanı kitabı ile geldim. İlk olarak Yazarın kaleminin çok akıcı ve cümlelerinin eşsiz olduğunu söylemek başlamak istiyorum. İçerisinde dört öykü bulunan kitabın bağlantılı iki öyküsünü çok severken diğer iki öyküsünü sevemedim. Ali’nin düştüğü buhran ve Nalan’ı bu kadar iyi anlamak beni çok etkiledi. Kitabın konusunda sadece bağlantılı iki öyküye yer verdim. Merak edenlere tavsiyemdir…
Gelelim Konusuna;
Ali hep hayatında olacağına inandığı, bu sebeple ona karşı serzenişlerini her zaman geçiştirdiği Nazan tarafından herşeyin bittiğini onu aramaması, arasa da bulamayacağını anlatan bir mektupla terk edildiğinde derin bir hüsrana sürüklenir. Onu arayıp bulamadığında ise İzmir’deki hayatını geride bırakarak Istanbul’a yerleşir. Yıllarca İstanbul’da herkes düzenli bir hayatı olduğunu sanarken o fırsat bulduğu her an İstanbul’u gezerek Nazan ile karşılaşmaya çalışmaktadır. Bir gün Nazan’ı bir arabada gördüğünde ise karşılaşma hayalinden vazgeçerek saplantılı bir şekilde onu aramaya başlar. Bu şekilde geçirdiği yedi yılın sonunda işinden de kovulunca eski bir tanıdığının sayesinde yıllardır kurduğu film hayalini gerçekleştirebilmek için sürekli filmcilerin, reklam şirketlerinin uğradığı bir antikacı da işe başlar. Sonrasında ise hayat onu kendi gerçekleriyle yüzleştirir. Neler olacak? Ali Nazan’ı bulabilecek mi? Bu süreçte neler yaşayacak? Nazan bir aşk mı yoksa alışkanlık mı? Öğrenmek isteyenlere keyifli okumalar dilerim…”