"Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir
donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim
manevi mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim
aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında,
belki gayelere tamamen eremediğimizi, fakat asla
taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik
edeceklerdir. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumların,
kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile
değişiyor. Böyle bir dünyada, asla değişmeyecek hükümler
getirdiğini iddia etmek, aklın ve ilmin gelişimini inkar
etmek olur. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim
ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Benden sonra beni
benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akıl ve ilmin
rehberliğini kabul ederlerse, manevi mirasçılarım
olurlar.''
"Atatürk her zaman için kuvvet kaynağıdır. Güçlüğe mi uğradınız? Umudunuz mu kırıldı? Atatürk'ü hatırlayın, onun çarpışmak zorunda kaldığı güçlükler karşısındaki tutumunu göz önüne getirin. Cesaretiniz hemen yerine gelecek, hayatı sevmeye başlayacak, yeni bir hızla ileri atılacaksınız. Umutla sarıldığınız işte hemen başarı sağlayacaksınız."
“Bu, insana hayretler veren Türk, Türkiye’yi bir kere daha ırkı, tarihi ve diliyle övünür bir duruma getirdi ve yüzyıllardan beri olmayan bir şekilde geleceğinden umutlu kıldı.”
•Fazla Kalori alımı
•Fast-food türü yeme alışkanlıklarının artması
•Hareketsizlik
•Kilo artması üzeri hareketsizlik
•Genetik yük (Anne ve babanın fazla kilolu olması veya şeker hastası bir anneden doğmak da kilo alma açısından risk anlamı taşır).
Fazla kilolu bir kişinin kilo vermesi onun ömrünü uzatır ve hastalıklara yakalanma riskini büyük ölçüde azaltır. 10 kg’lık kilo kaybıyla ölüm riski %20’den fazla azalmaktadır. Yine 10 kg’lık bir zayıflama büyük tansiyonda 1 cmHg, diastolik yani küçük tansiyonda 2 cmHg’lık azalma olmaktadır. Verilen her 1 kg ile büyük ve küçük tansiyonda 0,1 mmHg azalma olmaktadır. Şeker hastalığı varsa 10 kg zayıflayınca açlık ve kan şekerinde %50 oranında azalma olmaktadır.
“Bir insan, yaşadığı sürece büyük bir başarı kazanabilir. Ama yalnız onunla övünerek kalmak isterse, o başarıyla unutulmaya mahkûmdur. Onun için çalışmak, sürekli olarak başarı aramak, herkes için ilke olmalıdır.”
Çokça altını çizdiğim cümleler oldu. Cephede kazanılan savaşın ardından asıl mücadelenin cehaletle yapılan savaş olduğunu söyleyen Gazi Paşa, Türk dilini ve tarihini korumak için kolları sıvıyor, üniversite eğitiminde kökten değişime gidiliyor. Bir nevi eğitim-öğretimde temeller yeniden atılıyor.
O yaşadığı dönemin çok ötesinde bir dehaydı, nitekim yol arkadaşları da anılarında hep bunu dile getirmişlerdir. Bugün türlü zırvalıklarla bizlere tarihimiz, dilimiz, kültürümüz unutturulmaya çalışılıyor. Paşa’nın da dediği gibi “Türk çocuğu, atalarını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendinde kuvvet bulacaktır.”
Saygı ve rahmetle, aziz ruhu şad olsun.