Metin Özdemir Gönderileri
Metin Özdemir kitaplarını, Metin Özdemir sözleri ve alıntılarını, Metin Özdemir yazarlarını, Metin Özdemir yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eğer sahabede Kur'an'a ilişkin bir titizlik ve dikkat olmasaydı, Hz. Peygamber'den, kendisinden nakledilen diğer haberlerle ilgili olduğu gibi Kur'ân ve Onun değiştirilmesi hususunda da azap tehdidi gelirdi. Çok iyi bi
linmektedir ki, Hz. Peygamber (hadisler konusunda) yalan uydurmayla ilgili çeşitli azap tehdidinde bulunmuştur. Fakat Ondan Kur'an hakkında böyle bir şey aktarılmamıştır.
Ehli Hadise reddiye.
Hz. Peygamber'in çok sayıda sahabesi vardı ve onlar çok güçlü bir inanca sahiptiler. Onlar Hz. Peygamber'in meziyetinin ve peygamberlikteki yüksek konumunun Kurân'in konumuna ve önemine bağlı olduğunu çok iyi biliyorlardı. Durum böyle olunca, bu insanların onun nakli konusunda ihtilafa düşmeleri düşünülemezdi.
Eğer söz konusu değişiklik iddiaları, Kur'an'ın mucize oluşuna zarar verebilecek boyutta olsaydı, o zaman bu bizim iddiamızın haklılığına gölge düşürebilirdi.
Mevcut Kur'ân'da birtakım değişikliklerin bulunduğunu iddia edenlere gelince, onlar da bizim kast ettiğimiz Kurân'ı biliyor olmalılar. Çünkü onlar, yalnızca Kur'an'ın gramerinde ve yazılışında bazı değişikliklerin olduğunu iddia etmektedirler ve bu konuda fikir yürütürken söz ustalarını aciz bırakan özelliklerin açıkça görüldüğü konularda değişikliğin olamayacağını, dolayısıyla çok az miktarda bir değişiklikten söz edilebileceğini dile getirmektedirler.
Allah, Peygamber'inin doğruluğunu, ona indirdiği Kur'an'ın benzerini bütün yaratıkların yapmaktan aciz oluşuyla ispat etmektedir. Bu meydan okuma açıkça Kur'an ayetleri ile de sabittir. Zira müşrikler bunun bir benzerini getirerek Hz. Muhammed'in davasında doğru olmadığı hakkındaki inkarlarını ispat edebilirlerdi. Halbuki onlar bunu yapamadıkları gibi zor olan yolu yani onunla savaşmayı tercih ettiler.
Mu'tezileye göre; "Eğer Allah isteseydi insanlarda zorunlu bir bilgi yaratabilir ve önlerindeki bütün engelleri kaldırabilirdi. Ancak O, böyle istememiş, onların kendi iradeleriyle karar vermelerini murat etmiştir."
Her gün gözlerimizin önünde duran güneşin varlığıyla ilgili bilgimiz zorunludur. Dolayısıyla bizim güneşin varlığıyla ilgili delil getirmeye çalışmamız son derece anlamsızdır.
Mutezile, Hz. Peygamber'in Kur'an dışındaki mucizelerini, birer mucize ve delil olarak kabul etmekle birlikte, onları rakiplerine karşı peygamberliği kanıtlayan deliller olarak sunmazlar.
Kuran'ın mucizevi yönü ise onun icazı, yani hiçbir söz ustası tarafından taklit edilemez oluşudur. Bu mucizeyi, bugün de herkes doğrudan gözlem yoluyla değerlendirebilecek bir imkana sahiptir. Çünkü Kur'an metni, önümüzde apaçık bir şekilde durmaktadır ve henüz elimizde onunla boy ölçüşebilecek başka bir metin bulunmamaktadır.
Eğer konuşma sanatında en usta olan birisi, bu tarzda; Kur'an'ın nazmına ve yapısına, onun telifine ve mahrecine uygun, uzun ya da kısa bir sure telif etmeye kalkışsa, bütün Kahtan'dan ve Muadd Ibn Adnan'dan yardım alsa bile, asla ona güç yetiremez.