"Yaşamım boyunca bana hep ne yaptığım soruldu ve benden asla doyurucu bir yanıt çıkmadı" , der sevgili #kruger
Aslında #pencereninardındakitanrı metni de tam bu sözü doğrular mahiyette.
Krüger yazar kimliğinin dışında uzun yıllar editörlük, çevirmenlik ve yayıncılık yapmış bir isim.Yanılmıyorsam Almanya da yayımlanan (Akzente)bir
Kitabı beğenmedim. Okumasam da olurmuş. Sıkıcıydı yine de bitirdim. Önce akıcıydı, sona doğru bağlantı kuramadım. " Bu dünyayı değiştirmenin mümkün olmadığını kavramamız uzun sürdü."
Anıymış gibi yazılan öyküleri ya da tam tersi, öykü tarzında yazılan anıları okumayı seviyorum. Hele ki yazar yarattığı ya da yaşadığı olaylardan ziyade, bu olayların kendi üzerindeki zihinsel etkisini yazıya aktarırken, bu etkiyi okura da verebiliyorsa ne mutlu biz edebi haz arayışındaki okurlara…
Ara ara fazla detaya girip sıkıcılık dozunu yavaşça, ağır adımlarla arttırma gafletine düşse de, bu olumsuz ivmelenmeyi tek bir cümle ile olumlu bir kulvara çekme becerisi sayesinde şahsen Krüger’den o edebi hazzı yakaladığım için kitabı sevdim.
Ancak uyarmak zorundayım: ‘Öykü okuyacağım.’ niyetiyle okuyan hayal kırıklığı yaşayabilir; ve hatta ‘Anı okuyacağım.’ niyetiyle başlayan daha büyük hayal kırıklığı yaşayabilir. Siz bu iki türün birleşimi olarak başlayın ki keyfini çıkarabilesiniz.
Şöyle anlatayım: (-).(-)=(+)
Sevgiyle…