Ayak parmağımızı bir yere vurduğumuz zaman acıyı parmağımızda algılıyoruz. Acı gerçekte beynimizin bir yerlerinde yer alan nörofizyolojik bir süreçtir.
Her şeyin sonsuza dek birbiriyle bağlantılı olduğu bir evrende tüm bilinçler de birbiriyle bağlantılıdır. Görünümlerimiz ne olursa olsun bizler sınırları olmayan varlıklarız. Ya da Bohm'un dediği gibi, "Bilincinin derinliklerinde insanoğlu tektir."
Birkaç yıl önce dalağımda bir sorun çıkmıştı. Bu sorunu tedavi etmeye çalıştım, her gün imgeleme çalışmaları uyguladım, dalağımın bütünlük içinde ve sağlıklı bir imgesini gözümde canlandırdım, onun iyileştirici bir ışığın içinde yüzmekte olduğunu düşledim vb. Ne yazık ki ben oldukça sabırsız bir insanım ve bir gecede başarılı olamazsam kızarım, ikinci meditasyonumda dalağımı zihnimden azarladım ve onu, bir an önce istediğim gibi davranması yolunda uyardım. Bu olay tümüyle benim düşüncelerimin gizliliği içinde yer almış ve sonra da çabucak unutulmuştu.
Birkaç gün sonra Dryer'i gördüğümde ondan, bedenime bakıp dikkat etmemi gerektiren bir şey olup olmadığını bana söylemesini istedim. (Ona bu sağlık sorunumdan söz etmemiştim.) Bununla birlikte, bana hemen dalağımdaki sorundan söz etti ve soma sustu, aklı karışmış gibi söyleniyordu. "Dalağın bir şeyden çok kötü etkilenmiş." diye mırıldandı. Ve sonra birden anladı, "Dalağına bağırmış miydin?" Mahcup bir şekilde, öyle yapmış olduğumu kabul ettim. Dryer birden ellerini havaya açtı. "Bunu yapmamalısın. Dalağın senin öyle olmasını istediğini sandığı için hastalandı. Çünki sen şuursuz olarak ona yanlış emirler veriyordun. Şimdi de ona bağırdığın için ne yapacağım şaşırmış durumda." Başım önemle sallayarak bana şu öğüdü verdi: "Bedenine ve iç organlarına asla, asla kızma. Onlara yalnızca olumlu mesajlar gönder."
"Gerçeklik nedir?" sorusunu soran herkes için ansiklopedi değerinde bir kitap.
Kitapta beyin, plasebo, kuantum, hipnoz, akupunktur, uzay, bilim, spirütüelizm, beden dışı deneyim, ölüme yakın deneyim, telepati, psikoloji ...ve daha fazlası var.
Ufkunuzu açacak bu kitapla tanışmanızı tavsiye ederim.
Kitabı sessiz ortamda adapte olarak okunmanlı. Çünkü, herşey birbiriyle bağlantılı.
"Bilincinin derinliklerinde insanoğlu tektir."
BOHM
Yazar Michael Talbot 1992 yılında hayatını kaybetmiş.
Holografik EvrenMichael Talbot · Ruh ve Madde Yayınları · 2015241 okunma
Holografik Evren biyolojiden, psikolojiye, fizikten spirütüelizme , insandan evrene, inançlardan bilime, hepsi birbirine zıt gibi görünen kavramların derinliklerine inerek aslında hepsinin birbiriyle nasıl iç içe ve bir bütün oluşturacak şekilde kaynaşmış olduğunu görmenizi sağlayacak bir kapı aralıyor.
Bilincin derinliklerine Jung ile beraber inecek, fizik kurallarını Bohm ile baştan gözden geçirecek, kuantum fiziği içinde kendinizi kaybedeceksiniz.
Her şeyin birbiriyle nasıl bağlantılı ve devamlı etkileşim halinde olduğunu, ve belki de tesadüf diye bir şeyin olmadığını ya da çok farklı bir işleyişi, işlevi olduğunu göreceksiniz.
"Bir hologramın her parçasının bütünün imgesini taşımakta olduğu gibi, evrenin her bir parçası da tümünü içermektedir. Bunun anlamı şudur: Nasıl ulaşacabileceğimizi bilirsek Andromeda galaksisini sol elimizin baş parmağının tırnağında da bulabiliriz. Aynı zamanda Kleopatra'nın Sezar'la ilk karşılaşmasına da tanık olabiliriz. Çünkü ilke olarak tüm geçmiş ve tüm geleceğin imaları uzay ve zamanın en ufak bölümüne varıncaya dek her yere yayılmış durumdadır. Bedenimizin her bir hücresi tüm kozmosu barındırır. Her yaprak, her yağmur damlası ve her bir toz tanesi de öyle, tıpkı William Blake'in ünlü şiirinde olduğu gibi ve ona yeni anlamlar ekleyerek:
Dünyayı görmek için bir Kum Tanesinde
Ve Cenneti bir Yaban Çiçeğinde,
Yakala Sonsuzluğu avucunun içinde
Ve bir saatin içinde Ebediyeti. "
Dolu dolu bir kitap. Kuantuma, tasavvufa merakınız varsa kesinlikle okumanızı tavsiye ederim. Pek alıntı ekleyemememin tek sebebi her satırın alıntıya değer oluşu ve karar veremememdir. İyi okumalar dilerim