Benim düşmanlığım yalnız kendime
Hangi perona gitsem trenler kalkmış
Hangi çağrıya koşsam köprüler yarım
Acılarımdan kan damlıyor sabahlara
İçimde dağlar gibi büyüyor korkularım
ben bir kelepçeyim
yüzüm soğuk ve çirkin
bilekler geçiyor oyulmuş gözlerimden
ben o bileklerde yaşıyorum
acıya
hasrete
karanlığa
insan taşıyorum
bağırıyorum durmadan
sesimi kimse duymuyor
kimse aldırmıyor bir demirin dileğine
oysa ben takılmak istiyorum
beni kelepçe yapanların bileğine
Bana öyle bir şiir yaz ki
Bakınca acılarımı göreyim mısralarda
Bilenmiş bıçak gibi acılarımı
Ne yaprak
Ne düş
Ne yıldız
Bana öyle bir şiir yaz ki
İçinde ben olayım yalnız
Sizin geceleriniz güzeldir
Buzlu votkaların içine limonlar sıkılır
Bizim gecelerimizi bilseniz korkarsınız
Karanlık duvar duvar üstümüze yıkılır
Yanaklarınızdan kan fışkırır
Gözlerinizden ateş
Köpekleriniz bile doymuştur ete
Kahrolsun alın teri içen dudaklar
Kahrolsun sosyete
Ressam olsaydım eğer
Kanlı bir gökyüzünün altında
Sarı bir fon üstüne simsiyah
Kavgam, umudum, hasretim
Senin resmini yapardım senin resmini
Zavallı memleketim
Bugün bayram
Birazdan güvercinler konar pencereme
Birazdan çalınır kapım
Ve küçük bir çocuğun elinde
Gelir bir parça kurban eti
Ah benim memleketim
Acılar memleketi…
Çektim öfkemi sabrın kınından
Vurdum yollara
Acı tuttum
Şafak söktüm
Kan bağırdım
Ve bağırdıkça ben
Binalar caddelere yıkıldılar
Büyüdü karanlığın iğrenç gözleri
Yumruklar sıkıldılar.
Korkmadım
Vazgeçmedim
Kaçmadım
Güldüm sadece
Ve onlar
Gülen gözlerimin gökyüzünde
Birer yıldız kadar ufaktılar…