Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Müge Sucu Polat

0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
0
Beğeni
776
Görüntülenme

En Eski Müge Sucu Polat Gönderileri

En Eski Müge Sucu Polat kitaplarını, en eski Müge Sucu Polat sözleri ve alıntılarını, en eski Müge Sucu Polat yazarlarını, en eski Müge Sucu Polat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Reklam
Çok şükür ben de hayattayım!
SORU: Siz Türk edebiyatında çocuklar için yazan ender ozanlarımızdansınız. Sizi çocuk edebiyatına yönelten sebepler nelerdir? CEVAP: Bugün bile çocuk olduğumdur. Ben çocukluğumu yadsımıyorum. Bu beni hep diri tutuyor. Kişilerin iki ölümü vardır: Biri çocukluklannın ölümü, diğeri ise gövdelerinin ölümü. İlki daha korkunçtur. Çok şükür ki benim çocukluğum ölmemiştir, ölmeyecektir.
"Çocuk nedir?" Bu soru aslında aldatıcı derecede bir sorudur. Hepimiz çocukluğumuzu değişik şekillerde hatırlarız: Çocukluk, kimileri için kaybedilen bir mutluluk ve saflık zamanı, kimileri içinse unutulamayan bir ıstırap zamanı. "Çocuk nedir?" sorusuna bu topluluktaki kişi sayısı kadar cevap vardır. Cevabımız genelde kendi Öz geçmişimize dayalı olarak, kendi ailelerimizin bizden beklentileri ve baskıları çerçevesinde ve kendi hür irademiz ve çevreye zoraki uyumluluğumuz ile sıkı sıkıya bağlantılıdır. Bilim adamlarına göre ise "çocuk" kavramı üzerinde net bir açıklığa kavuşmak önemlidir. Bu yüzden psikoloji kitaplarında, ansiklopedilerde, genel ve özel sözlüklerde "çocuk"un tanımına yer verilmiştir. Buna göre çocuk: "1. Genel anlamda, olgunluğa erişinceye kadar her yaştaki erkek ve kızlara verilen ad, 2. Iki yaşından erginlik çağma kadarki hayat dönemi, 3. Doğumlarından 12 yaşına kadar kız ve erkeklerin ortak adı. 4. Erinlik dönemine erişmemiş insan varlığı” (AlaylıoğluOğuzkarı, 1968).
Sayfa 1
Rousseau bu yapıtında "okumak, çocukluğun kırbacıdır, çünkü kitaplar bize bilmediğimiz konularda da konuşma yeteneği kazandırır" der. Rousseau böylece okumanın önemini vurgulayarak. aydınlanma döneminin çocuklara yönelik olumlu bakış açısına katkıda bulunur.
Sayfa 8
Reklam
Mahmud Şelebi
Öyle bir kanı var ki çocuk edebiyatı deyince uzun uzadıya bir araştırmaya, bir çalışmaya gerek olmayan bir yazma işi anlaşılıyor. Bir anlamda herkesin yapabileceği, basit bir çalışma sanılıyor bu iş yanlış. Hem de çok büyük bir yanlış. Halbuki gerek çocuk şiiri gerekse çocuk hikâyeleri, çok büyük bir maharet istiyor. Olgun bir yaşta, olgun bir eseri çocuğun ruhuna göre ayarlayabilme sanıldığı kadar kolay, basit bir iş değil Çocuklar için yazıyorsanız, yaşından öte hayal kabiliyetine sahip bir varlık ile karşı karşıyasmız. Bu hayal kavrammı işleyecek, çocuk ruhuna şekü vereceksiniz. Bundan ötürü ebedi bir eser ortaya koyabilmek ile bir çocuk edebiyatı yazarı olabilme arasında çok büyük farklar var. Bir şeyi çok iyi bir şekilde anlatabilirsiniz ama çocuk vermek istediğinizi anlamayabüir. Bundan dolayı çocuk edebiyatı çok büyük sorumlulukları da beraberinde getiren bir uğraş. Çocuğun kendine has bir edebiyata ihtiyacı var” (Şirin, 1988:11) .
Sayfa 16
Çocuğu toplum dışına itilmişlikten kurtarmak, onları toplum içindeki yaşamlardan ve nesnel gerçeklikten haberdar etmek gerekir. Yetişkinlerin edebiyatı gibi çocuk edebiyatı üzerinde de durmak isteyen Yaşar Kemal, "Çocuk için edebiyat yapılmaz demiyorum. Ama zor iştir." diyerek çocuk yazınına verdiği önemi belirtmektedir. Aynı zamanda Maxim Gorki'nin bu konuda bir sözü var. Gorki der ki: "Yetişkinler için yazıldığı gibi çocuklar ve gençler için de yazmak gerek, yalnız daha iyisini."
Sayfa 17
Konu ile ilgilenenler çocuk edebiyatı hakkındaki bu görüşleri ileri sürerlerken. çocukların edebiyatla ilişkilerini de açığa çıkartmak gereği vardır. Yaşam üzerine görüş Kazanmak, kazanılan görüşleri daha da genişletmek gereksinimi çocukların edebiyatla ilgilenmelerine yol açar. Çocuklar adımlarını anne kucağından büyük ve geniş bir evrene atar atmaz, ailelerini, arkadaşlarını, komşularını ülkelerini, üzerinde yaşadıkları yer yüzünü, tanımak, başkalarının yaşantılanndan yararlanmak isterler. İşte bu sırada ninniler, tekerlemeler, bilmeceler, atasözleri gibi folklor ürünlerinden başlayarak, masallara, resimli öykülere, romanlara, fen konularına kadar uzanan eserler çocukların ilgisini çeker. Bu yapıtlar onların doğayı, çeşitli kişilikleri tanımalarına yardım eder; birbirinden farklı durumlar, olaylar karşısında nasıl davranılması gerektiğini görür ve öğrenirler. Yine bu yoldan sevginin, güvenin ne olduğunu, kısacası yaşamı sezerler, kavrarlar. İşte çocuğun bu gibi değerlere yaklaşmasını sağlayan edebiyattır. Edebiyat yoluyla çocuk dilini zenginleştirir. Edebiyat başanlı konuşma-yazma-dinleme-anlama için de önemli bir etkendir. Bu yüzdendir ki çocuk edebiyatı, yetişkinlerin edebiyatından daha çok evrenseldir. Sözlü edebiyattan. masala, masaldan halk öykülerine, bilim kurgulara kadar uzandığı içinde dar bir zamanla sınırlı değildir.
Sayfa 17
Eski tarihsel zamanlarda Göktürkler'den Osmanlı Türklerine kadar bizim edebiyatımızda çocuklar için yapıtların bulunup, bulunmadığını bilmiyoruz. Fakat bilinen bir gerçek var ki; o da yıllardan beri halkımızın oluşturduğu sözlü ve yazılı kültürün özünü ve içeriğini masalların, destanların, manilerin, ninnilerin... kısaca folklorun oluşturduğu gerçeğidir. Örneğin Dede Korkut Hikâyeleri, Kerem ile Aslı, Ferhad ile Şirin, Cenk öyküleri... gibi bu dizelemeyi, Köroğlu, Battal Gazi gibi kahramanlık terni üzerine kurulan öyküler çocuklarımız tarafmdan çok tutunmuş ve sevilmişlerdir.
Sayfa 34
54 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.