Muhammed El Hudari Sözleri ve Alıntıları
Muhammed El Hudari sözleri ve alıntılarını, Muhammed El Hudari kitap alıntılarını, Muhammed El Hudari en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Urve, Kureyş'in yanına dönerek ashabın Resûlullah'a gösterdikleri hürmeti anlattı. Abdest aldığında sahabeler o suyu alıp yüzlerine sürmek için birbirleriyle neredeyse kavga edeceklerdi. Onunla konuşurken alçak sesle konuşuyor, aşırı saygıdan dolayı ona uzun süre bakamıyorlardı. Urve sözlerine şöyle devam etti: "Ben, nice Kisralar, Sezarlar ve Necaşiler gördüm. Fakat bunların hiçbirinin etrafındaki insanlarda, Muhammed'in arkadaşlarının O'na olan bağlılıkları gibisini görmedim. Ben, peygamberlerini asla yalnız bırakmayacak bir kavme şahit oldum. Gelin beni dinleyin, eğer size hayırlı tekliflerle gelirse bu tekliflerini kabul edin. Benden söylemesi! Bir savaşın meydana gelmesi durumunda onu mağlup edeceğinizi düşünmüyorum."
Sayfa 243 - Nida yayınları, 7 baskı , hudeybiye gazvesiKitabı okudu
Allah Teâlâ, gayr-i meşru her türlü çirkinliği barındıran bu toplumda içkiyi, faizi hemen yasaklasaydı, diğer taraftan onları, namaz ve zekâtla emretseydi İslâm şeriatının getirmiş olduğu bu ve benzeri emir ve yasaklanın hemen uygulamalarını talep etseydi, kalpleri hakikatten nefret eden, muhtelif hevâ ve heveslere sahip olan, her türlü sapkınlıkların içerisinde âdeta saplanmış bulunan bu toplumdan hiç kimse ona olumlu bir cevap vermeyecekti. Uyarıcı olarak kendilerine gönderilen Resûlullah her şeyi yavaş yavaş benimsetmişti. Tedric yöntemiyle akıllarını yumuşatmış, nefislerini terbiye etmişti. Aynı şekilde içsel bakımdan daha da etkili hale gelmesi için bütün hükümler uygun bağlam içerisinde indiriliyordu.
Sayfa 133 - Nida yayınları, 7 baskıKitabı okudu
İnsanın birden çok düşmanı olsa onlardan sadece birine üstünlük sağlasa bu durum diğerlerini daha kaygılandıracak,kalpleri heyecanla atacaktır.
Sayfa 201 - Nida YayıncılıkKitabı okudu
Vefa
Bazen kendisine bir hediye verildiğinde, "Bunu falan hanımın evine götürün çünkü o Hatice'nin dostu idi. O Hatice'yi severdi" diyerek eşinin dostlarını onure etmeye çalışırdı.
Sayfa 435 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
Onun ahlâkı Kur'ân'dı.
Bu günlerde Resûlullah'ın (s.a.v) huzuruna bir adam gelerek onunla konuşmak istedi; ancak adam korkudan titriyordu. Bu halini gören Resûlullah (s.a.v) onu teskin etmek için şöyle dedi: "Sakin ol, ben bir kral değilim. Ben, kurutulmuş et (kadîd) yiyen Kureyşli bir kadının oğluyum sadece."
Sayfa 343 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
Ensar - Muhacir kardeşliği
Dine dayalı bu kardeşliğin, milliyetçilik esasına dayalı kardeşlikten çok farklı bir şey olduğunu okuyucuya anlatmaya çalışmak, beyhude bir çaba olmaktan öteye gitmeyecektir. Bırakalım, bu açıklamayı İslami his ve duygular ortaya koysun. Ki, bu his ve duygular etki bakımından kalemden daha üstündür.
Sayfa 147 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
Peygamberler, kendilerini aciz bırakmak için inatla mucize isteyen kavimlerine mucizeyi göstermesi için Allah'tan hiçbir talepte bulunmazlardı. Çünkü, mucize getirmeleri durumunda kavimlerinin helak olacağını bildikleri için aceleci davranmazlar. İşte bu, peygamberlerin sünnetidir.
Sayfa 96 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
"Hz. Peygamber, Kâbe'de, Hicr'de namaz kılarken Ukbe b. Ebi Muayt geldi ve abasını Resûlullah'ın boynuna dolayarak onu boğmaya çalıştı. Son anda Ebu Bekir yetişti ve omuzundan tutup itti ve onu Allah Resûlü'nden uzaklaştırdı ve şu ayeti okudu: "Siz bir adamı 'Rabbim Allah'tır' diyor diye öldürecek misiniz?"*
Sayfa 78 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
Bu sözü her gördüğümde gülüyorum ya Allah affetsin
Hz. Ömer (r.a), "Ey Allah'ın Resûlü! İzin ver de şu münafığın boynunu vurayım"
Sayfa 337 - Nida yayıncılıkKitabı okudu
"Beni Kurayza'ya varmadan kimse ikindi namazını kılmasın"!
Askerlerden bir grup yolda ikindi namazını idrak etmiş ve namazı edâ etmişlerdi. Onlar, Resûlullah'ın, "Namaz kılmayın" şeklindeki emrini acele etmeleri gerektiği şeklinde yorumlamışlardı; ancak küçük bir grup dışındaki diğerleri vakit geçtikten sonra namazlarını Kureyzaoğullarında kılmışlardı; çünkü onlar, Resûlullah'ın (s.a.v) bu emrini hakikat anlamında ele almışlardı, ancak Hz. Peygamber, her iki gruptan hiç birine neden bu şekilde davrandıklarıyla ilgili en ufak bir tepki göstermemişti.
Sayfa 257 - Nida yayıncılıkKitabı okudu