Öne Çıkan Muhammed Hüseyin (R.A.) kitaplarını, öne çıkan Muhammed Hüseyin (R.A.) sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Muhammed Hüseyin (R.A.) yazarlarını, öne çıkan Muhammed Hüseyin (R.A.) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah bir ibadeti emretmişse o ibadet bizden yükümüzü alsın diyedir. Onun için ibadet yük değildir; yükü alandır. Eğer
ibadetin hakikatini anlamazsak ibadet bizden yükümüzü almaz, tam tersine bize yük olur.
Yük alan bir ibadet nasıl bir ibadettir, mesela; namaz yükümüzü bizden nasıl alır?
Namaz bizi Allah’ın huzurunda durdurur. Hem gönül
Belil insânu alâ nefsihî basîrah:
“Doğrusu insan nefsine karşı basiret sahibidir (buna şahittir).”
Ve lev elkâ meâzîrah:
“İsterse bütün mazeretlerini ortaya koysun (yine de buna şahittir, bunu bilir).”
Bizi mazeret üretenlerden eyleme ya rabbi! “Ben görmedim, anlamadım” diyenlerden eyleme ya rabbi! Sen “insan kendi nefsine şahittir” buyurdun, biz de nefsimize, nefsimizin şirkine, küfrüne, günahına, yanlışına, mağrur oluşuna şahidiz ya rabbi! Bunun için istiğfar ediyor, tövbe ediyor, sana sığınıyoruz ya rabbi! Bizi Kıyamet günü huzura aldığında pişman olanlardan eyleme ya rabbi, bizi saadete erenlerden eyle ya rabbi!
Nasıl ki her yeni gün yeni bir hayatsa her Ramazan ayı geldiğinde de ölülerin Kur’an ile dirildiği yeni bir hayat başlar.
Şayet Ramazan ayını gerçek manada yaşamaya, anlamaya, idrak etmeye, ondan istifade etmeye çalışırsak biz de Kur’an ile dirilir ve Allah’ın “diri” dediklerinden oluruz.
Allah ayet-i kerimede “Allah yolunda ölenlere ‘ölü’ demeyin, onlar diridirler”1 buyurmuştur. O hâlde Kur’an ile dirildiğimizde zahiri olarak ölü olsak bile Allah’ın “diri” dediklerinden oluruz. Allah başka bir ayet-i kerimede ayetlerini dinlemeyenler için ise “(resulüm)! Şüphesiz ki sen ölülere işittiremezsin” buyurmuştur. Yani ayetleri işitmeyenler, duymayanlar, anlamaya, tefekkür etmeye, yaşamaya çalışmayanlar ölüdür, buyurmuştur. Bu yüzden insan her ne kadar zahiri olarak yaşasa da Allah’ın ayetlerini dinlemeye, anlamaya çalışmıyorsa manevi olarak diri değil ölüdür. Allah’ın “ölü” dediklerinden olmamak için de rabbimizin ayetlerini dinlememiz ve her biri üzerinde tefekkür etmemiz gerekir. Allah bizi manevi olarak ölülerden değil dirilerden eylesin inşallah.
Resulullah (s.a.v.) Efendimiz ayetleri okurken veya namazdayken cevap verilmesi gereken bir ayet olduğunda namazın içinde de ayetlere cevap verirdi. Örnek vermek gerekirse Allah’ın “böyle yapacak mısınız” şeklinde sorusunun olduğu ayetlere “evet, ya rabbi! Böyle yapacağız” der, Allah’ın o sorusuna
cevap verirdi. İman bunu gerektirir. Bu yüzden bizim de her bir ayete mutlaka cevap vermemiz gerekir ki iman etmiş olalım.
Evet, Allah’ın indirdiği ayetlerin neyi ifade ettiğini ve o ayetlerdeki muradını anlamaya çalışırken bir de ayetlere cevap vermeliyiz. Tabi ki bunu sadece Ramazan ayına özel olsun diye yapmıyoruz. Ne zaman bir ayet okuduğumuzda veya bize bir ayet okunduğunda gönlümüzün hemen devreye girip o ayete cevap vermesi için bunu yapıyoruz.
Allah’ı ciddiye almak; Allah’ın kelamını ciddiye almak demektir. İman etmek demek de Allah’ın ayetlerine iman etmek
demektir. Bu yüzden Allah’ı ciddiye almak için her vahyine “işittik ve itaat ettik” deyip gönül itibariyle o ayete gereken cevabı vermemiz lazım. Hep beraber böyle yapmaya çalışacağız inşallah.
Allah Hz. Adem'den günümüze ve günümüzden kıyamete değin bütün insanların doğumundan ölümüne kadar geçen sürede yaptığı bu hayat yolculuğunu Kur'an-ı Kerim'de en net şekilde açıkça beyan etmiştir.
Nerde doğarsa doğsun, kim olursa olsun herkes doğduğu andan itibaren bir yolculuğun içine girer. Bu yolculuk ilk etapta insanın kendini, hayatı anlayacak ve yorumlayacak olgunluğa erişmesi için zihinsel ve ruhsal olarak yaptığı
manevi bir yolculuktur. İster iman etmiş olsun ister etmemiş olsun herkes hayatı yaşarken kendi gönlüne doğru bir yolculuk yapar, ancak bu yolculuğu Allah'tan bir yol göstericiyle beraber
yapmayanlar yaşadığı imtihanlar karşısında yanlış tarafa sapar, böylelikle hakikati bulamaz, tam tersine kendi nefsinin hevasına gömülür.
Kur'an'ın Özü Kapısı Fatiha Suresinin Tefsiri, Muhammed b. Hüseyin, Ön söz.