Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhammed Kutub

Muhammed KutubDüzeltilmesi Gereken Kavramlar yazarı
Yazar
9.0/10
518 Kişi
2.689
Okunma
289
Beğeni
13,8bin
Görüntülenme

En Yeni Muhammed Kutub Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Muhammed Kutub sözleri ve alıntılarını, en yeni Muhammed Kutub kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şüphesiz Allah, bu ümmeti rahmetinin dışına çıkacak kadar sapıklıkta bırakmaz.
Bugünün kadını cemiyet hayatında tahrik unsuru olmaya devam ediyor.Hatta kendilerini böyle bir ortam içinde bulmaları hoşlarına gittiği için derinlemesine düştükleri bataklıktan çıkma faaliyetleri nefislerine ağır geliyor.Halbuki Avrupa ve Amerikalı bir kısım kadınların bile hem cinslerinin bu olumsuz tavrına artık ürpererek bakmaya başladıkları bilinmektedir.Bununla beraber,hemen ilave edelim ki,söz konusu tahrik faaliyetleri,eskisine nazaran daha da artacaktır. Hatta bugüne kadar çerçevenin dışında kalmış bulunan birçok kadınlar da söz konusu faaliyetlere katılacaklardır.İşte hastalık bu şekilde dünya çapında bir özellik kazandığı an,birçok kadınlar,kocaları,nişanlıları ve sevgilileri için bir ıztırab ve azab nedeni olacaktır.Aileler yıkılacak,bağlar kopacak,gönüller derinden derine yaralanacaktır.Çok geçmeden kadın böyle bir hayata devam etmenin uygunsuzluğunu anlayacak,yaratılışında mevcut bulunan güzel davranışlara kendisini kavuşturucu bir nizamın kendisi için daha hayırlı olacağını,bugünkü gidişin ise mutsuzluktan başka bir netice getirmediğini nihayet idrak edecektir.İşte o gün insanlar dine dönecektir.Hem de İslam di nine.Bu,insan iradesinin dışında cereyan eden bir kanunla gerçekleşecektir. Çünkü Allah, insan fıtratına bu kanunu yerleştirmiştir.Zamanı gelince,o, gönüllerdeki vazifesini yerine getirecektir.
Sayfa 190
Reklam
Muhtaç olduğumuz bu inanç zikir ve tesbih çekmek değildir.Başka insanlar hesabına ruhların dünyasına dalmak da değildir...Bu öyle bir imandır ki,bütün insanları aklıyla,ruhuyla,bedeniyle şümulü içine alacaktır.Zaten yeryüzünde, İslam'dan başka,bu muhtevaya sahip başka bir sistem mevcut değildir.
Sayfa 189
Şimdi beşeriyet,hiçbir şeyle tatmin edilmeyen bir açlığın pençesinde kıvranmaktadır.Gerçi iktisadi nizamları,siyasi doktrinleri vardır.Sosyal ıslahat hareketlerine sahip bulunmaktadır.Kısaca, tarihin belki de hiçbir devrinde görülmeyen bir refah seviyesine kavuşmuştur.Bununla beraber o,elinde bulunan bu imkanlarla açlığını giderememektedir.Çünkü beşeriyet ruhi açlık içindedir. İman ihtiyacından doğan bir açlıktır bu...Zihinlere musallat olmuş sonu gelmez endişeler halinde bu açlık,kendisini hissettirmektedir.Modern tekniğin hazırladığı yüksek hayat standardı, her türlü maddi servet ve imkanlara rağmen,insanoğlu ruhi bunalımlardan kurtulamamaktadır.İç sıkıntıları,yüksek tansiyonlar,intihar ve cinnet hadiseleri,hep,iman ihtiyacının belirtileridir.Maddi servetlerin ve bayağı zevklerin içine gömüldükçe insandaki akli dengenin daha ziyade bozulduğu görülmektedir. Vicdanların derinliklerinde saklı bulunan açlık hissi,böylece,biraz daha günyüzüne çıkmaktadır. Yakın bir gelecekte,bu açlığın gerçek sebebi anlaşılacak;insanların inanmaya, hem de kainatın sahibi olan ALLAH'a inanmaya muhtaç olduğu meydana çıkacaktır.Bu öyle bir ihtiyaçtır ki,başka bir vasıta ile tatminine imkan yoktur. Ve onun yerini hiçbir unsur dolduramaz.
Sayfa 188
İslam diniyle mücadele eden misyonerlerin faaliyetlerini milyarlarca dolar sarfetmek suretiyle destekleyen Amerika'da her şeye rağmen İslami hareket zenciler arasında hızla yayıldı ve sayıları kısa bir zaman sonra çeyrek milyona yaklaştı.Amerikan hükümeti bu zencileri yakalayıp zindana attı.Bizzat Amerikan gazetelerinin ifadesine göre,zenci Müslümanlar çeşitli işkencelere maruz bırakıldı. Fakat durum değişmedi.İslam daveti bu defa zindanlarda itibar görmeye başladı. Aynı gazeteler zenci Müslümanların,hedeflerine ulaşmak konusunda,hiçbir baskıya aldırmadıklarını itiraf eder.
Sayfa 186
Emperyalistler,her İslam memleketinde,dinden nefret eden ve dini prensiplerden uzak yaşamayı gaye edinen birnevi aydınlar zümresi yetiştirmeye özellikle önem vermiştir.Öyle ki,bu zümre,elindeki propaganda vasıtalarıyla,dini hakikatları veya dini yaşayışı,yobazlık,gericilik ve tutuculuk gibi ürpertici tanımlamalarla geniş halk kitlelerine takdim etmiştir.Aydınlar arasında ,İslam nizamına dönülmesi gerektiği tezini müdafaa eden her aydına karşı özel bir cephe kurulmuştur. Çünkü bilhassa aydın bir zümrenin bu şekildeki tavsiyeleri, Haçlı emperyalizminin iki asırdan beri devam ettirmekte olduğu büyük gayretlerin boşa gittiğini göstermekteydi.Ne yazık ki emperyalistler bu hususta gerçekten başarı gösterdi.Müslümanları dinlerinden uzaklaştırmaya muvaffak oldular.Gerçi bu memleketlerde hala"İslam"dan bahsedilmektedir.Ve üstelik bu milletler, sırası gelince,"müslüman"olduklarını iddia ederler.Fakat bu iddianın gerçekte hiçbir fonksiyonu yoktur.Emperyalistler,halkın yeniden İslam nizamına dönüşü gayesiyle İslam dünyasında cereyan eden bütün teşebbüsleri engellemeye muvaffak oldular.
Sayfa 186
Reklam
emperyalistler,dini değerleri tekrar hayata hakim kılacak bütün faaliyetleri ve onun insan yaşayışı üzerindeki etkin rolünü iade edici her hareketi,nerede görmüşse,derhal bastırmıştır.Tatbik ettikleri maarif(eğitim)politikasıyla genç dimağları dinin hayat verici kaynaklarından mahrum bırakmış,din namına bu gençlere şüphelerini arttırıcı birkaç meseleden başka birşey öğretilmemiştir.
Sayfa 185
Her türlü dini bağlayıcılıktan sıyrılarak Çıplaklar Kampı'nı hatırlatan toplumların içinde kendine has kıyafetiyle müslüman kadının hali ise daha başka bir durum arz ediyordu.Bütün bu gelişmelere rağmen böyle bir toplum içerisinde hala şahadet kelimesini söyleyenlerin bulunabilmesi doğrusu hayret edilecek bir neticedir.
Sayfa 184
Madem ki erkek Darwin'e göre "hayvana benzeyen"bir insandır ve cinsi duygularının esiridir, o halde böyle bir"erkeğe" hükmedecek en büyük kuvvet "şehvettir".Et ve kemiğinde mevcut bulunan şehevi arzuları harekete geçiren her etken onun mutlak hakimidir.O halde"hislerini tahrik eden her kadın" bu erkeğin hakimidir.Kadın,tahrik silahını kullandığı müddetçe şehvetlerinin esiri olan erkekler üzerindeki hakimiyetinin artacağını anlamıştı.Bu bakış açısından hareket eden kadın için tahrik,başlıca hedef olmuştu.Üstelik,tahrik neticesinde meşru bir kocaya,yahut da herhangi bir aşığa sahip olmak mecburiyetinde de değildi.Buna zaruret yoktu.Çünkü o,bütün erkeklere karşı,tahrik kabiliyetini bir silah olarak kullanmaktaydı.Böylece,her erkeğin benliğinde kendi varlığını hissettirmenin imtiyazını elde etmişti.Günümüzün kadını yaşamak için çalışıp didiniyor.Gerçi bu hayat kendisi için yorucu ve yıpratıcıdır.Fakat o,bu yorgunluğu,tahrik vasıtasıyla erkekler üzerinde kazanmış bulunduğu nüfuzu hesaba katarak telafi etmektedir.Nasıl olsa kadın,her erkeğin gönlünde yatan bir varlık olmaya devam ediyor ya...Gerisine boş ver,diyordu. Onu eğlendiren, avutan düşünce buydu.Tahrik yoluyla erkekler üzerinde kurduğu hakimiyetin kendisine cazip geldiğini gören kadın,bu işe devam etmiştir.
Sayfa 181
Doğrusunu isterseniz "kadın"ın dejenerasyonu için eğitime lüzum yoktur.Çünkü onun yaradılışında sevilme ve karşısındakini hayran bırakma duygusu vardır.O, bu neticeyi kazanmak için her çareye başvurur.Ancak bu husus,toplumdan topluma değişir. Bununla beraber sevilmek başka,fitneye sebep olmak yine başkadır.Zira birincisi mubah ve temiz bir gaye ,ikincisi de bunun tamamıyla aksine bir davranıştır.Fakat medeni Avrupa,ölçülerini tespit ederken namuslu çareleri kullanmayı tercih etmiyordu.Freud'un"İnsan fıtratında namus yoktur.Zira namus, insanı kendi içine kapatmak suretiyle benliğini tahrip eden bir unsurdan başka birşey değildir" şeklindeki nazariyesinin tesiri altında kalıyordu.
Sayfa 180
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.