Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Muhammet Tarakçı

Muhammet TarakçıSt. Thomas Aquinas yazarı
Yazar
Çevirmen
9.0/10
2 Kişi
14
Okunma
5
Beğeni
1.308
Görüntülenme

Muhammet Tarakçı Sözleri ve Alıntıları

Muhammet Tarakçı sözleri ve alıntılarını, Muhammet Tarakçı kitap alıntılarını, Muhammet Tarakçı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah Resulü, "Allah'a yemin ederim ki ben bile Allah'ın resulü olduğum hâlde, yarın bana ne muamele yapılacağını bilemem." buyurmuş ve ahirette hiç kimsenin kurtuluş garantisi olmadığını haber vermiştir. Peygamber bile ne ile karşılaşacağını bilmediğine göre herhangi bir kimseye güvenerek veya bağlanarak yahut bir gruba mensup olarak kurtuluşa erileceğine inanmak, Kur'an ve sünnetin kabul etmediği batıl bir anlayıştır. Ahirette kurtuluşa erecek kimseler, Allah'a samimi kul olanlar ve Resulullah'ın rehberliğinde iyi Müslüman olanlardır.
Şunu unutmayın ki hayatı Allah yokmuş gibi yaşayanlar, kendilerine de çevrelerine de zulmetmiş; sınırları tahrip etmiş kimselerdir...
Reklam
Şefaat, varlık tasavvuru açısından bir hayal, hakikat karşısında iftira, sonuç itibarıyla da kişiliği adalet ve ahlaken tüketici bir virüs mesabesindedir...
Hak varsa sorumluluk da vardır. Hakkını fark etmeyenin, sorumluluğunu bilmesi beklenemez. Şefaat inancı, kendisi olamadığı için sorumluluklarından kaçınan, yükünü başkasına taşıtmaya çalışan, hayata ve sonrasına dair birtakım boşluklar oluşturup, oralardan kendine sorunsuz yol bulmaya çalışan insan tipinin çaresizliğinin ifadesidir.
Mekke müşrik toplumu, Allah'ı göklerde bir kral olarak tasavvur edince, O'nun duyması, işitmesi ve bilmesini ancak bir kralın imkânı kadar değerlendirmişlerdir. Zaten bu halleriyle onlar, Allah'ı hakkıyla takdir edememişlerdir..!
Şefaat, göklerin emri ve yolu değil, yerin ve sakinlerinin ihdas ettiği; çoğunlukla aldanma ve aldatmaya dayalı bir algı operasyonu, ilişki biçimidir. Yeryüzünde kurulan ve çoğunlukla “kullara kulluğu” doğuran bir tür ilişki biçiminin, düşünce ve eylemlerde bıraktığı derin izlerin, ahiret hayatına taşımak istediği, orayı da buradan oluşturma ve buna bağlı olarak kontrol altına alma çabasıdır...
Reklam
İnsan, kendi cinsinden olan hiç bir kişi ya da topluluğa kulluk etmemelidir. Bu çerçevede yegâne Rab olarak Allah'ı kabul edip, azabın da mükâfatın da mutlak sahibi ve yetkisinin O'na ait olduğu inancı, kendi dişındaki varlıklardan kurtuluş bekleyen zihne, ciddi bir uyan mahiyetindedir...
"Ahlâki erdemler insan ruhuna işlemiş olsa da, insanlar kimi zaman bu erdemlere aykırı hareket edebilirler; zira eylem ve alışkanlıklar insan iradesinin ürünleridir. İrade de iki zıttan birini seçmek olduğuna göre, insanlar kimi zaman doğru olanı, kimi zaman da yanlış olanı seçebilirler."
Sayfa 211
28 öğeden 16 ile 28 arasındakiler gösteriliyor.