Orada bulunamıyor, siyonist işgalcilere bir taş da biz atamıyoruz. Mescid-i Aksa'mızı savunamıyoruz, bari buradan sesimizi yükseltelim. Bir, on, yüz değil, on binler, milyonlar olalım, haykıralım.
Sesimiz dahi Yahudi'yi durdurur.
Çünkü onlar haddinden fazla korkaktır, onlara bu cesareti biz veriyoruz aslında.
Sen geri durursan, ben geri durursam Kudüs'ü kim savunacak? Kudüs kaybedilirse bilin ki Mekke kaybedilmiştir, Kâbe kaybedilmiştir, buna razı mısınız?
“Etrafımız güçlü ve köklü devletlerle dolu.
Bir de dört bir yanımızda bu Frenk ailesi var. Müslümanların evi ise her yerde paramparça, bölük pörçük.
Herkes kendi derdine düşmüş, birbiriyle kavgalı. Alışkanlıklığa dönüşmüş bu durum üstelik, yadırgayan yok.
Ganimet için, hırs için, eski hesapları görmek için hatta birlik beraberlik için birbirimizin boğazını sıkıyoruz sürekli.
Bu puslu hava, bu kargaşa içinde iyi niyetle yapılan işler karşısında bile ayranımız kabarıveriyor birden."
O zaman da katliam vardı şimdi de var.
Ama bir Selahaddin çıkmış o zaman.
Bir Selahaddin bekliyor bu zaman.
- Beklemeyeceksin. Sen olacaksın. Ben olacağım. Biz olacağız. Ama biz BİZ olursak olacağız...
Doğruyu söylemenin hesabı bu dünyada sorulurken; susmanın hesabı ahirette sorulacak. Ben ahirette hesap vermek istemiyorum, bu yüzden doğruları söyleyeceğim.
Sen farklısın sen Müslümansın, sen yeryüzünün halifesisin. Senin dünyada bir misyonun var. Yaratılış gayen var. İyiliği teşvik, kötülüğe engel olacaksın. Görevin bu senin.