Murat K. Beşiroğlu kitaplarını, Murat K. Beşiroğlu sözleri ve alıntılarını, Murat K. Beşiroğlu yazarlarını, Murat K. Beşiroğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçeklik dediğimiz şey nerede başlayıp nerede bitiyor? Keşke her şey kocaman bir olasılıklar evreninde asılı kalsa ve hiçbir şey kesin olarak gerçekleşmese.
Sanal insanların hukuki konumu, insani nitelikleri geliştiren teknolojilere erişimde eşitlik, zaman yolculuğunun serbestleştirilmesi gibi konular ise önemleriyle orantılı bir ilgi görmüyordu.
Normalde bu eseri, belirlediğim kalemlerle birlikte okuyacaktım. Beklediğim iki betik daha gelmediği için Cüneyd Suavi, Murat Kaya Beşiroğlu ve İrfan Gürkan Çelebi arasında kalbimin sesi Murat Kaya Beşiroğlu seç diyordu çünkü Beşiroğlu, benden on dokuz yaş büyük olmasına rağmen haftada bir onu aradığımda vakit ayırır. Demek ki egolu veya egovari
Murat Kaya Beşiroğlu'nun bilimkurgu edebiyatındaki evrimine tanık olmak için bu eser sizin önemli bir başvuru kaynağı olacak. Öykülerine baktığınızda ilk zamanlar yabancı karakter özentiliğini az çok his ediliyor. Zamanla bu davranıştan küresel çaplılığına geçişini kronojik olarak aşama aşama görüyorsunuz. Bu da kalemin tekdüzeden farklılığa
Ogox romanından sonra yazdığı ikinci siberpunk türlü uzun öykü kitabıdır. Beşiroğlu'nu uzun öykü yazarı olarak görmek bana tuhaf geliyor çünkü ondaki yetenekle üçyüz sayfalık romanlar peş peşe gelir çünkü edebiyatçılara taş çıkartan performansı su götürmezdir. Küresel çaplı bilim kurgu öykücüsü, her zamankı gibi akıcılık, merak ve heyecandan
Schrödinger'in Papağanı
18.02.2021
Oldukça keyifli altı bilimkurgu öyküsünden oluşan bir eser.
Editörün sunuş yazısı güzel ilave olmuş. Çoğu kitapta sadece künye kısmında bir isimden ibaret zannediyordum editörleri ama işini ve eseri anlatan güzel bir giriş yazmış editör hanım.
İçindekiler kısmı eklenebilirdi kitaba.
Yazım hataları: 53-156.Syf.
Evet! Murat Kaya Beşiroğlu evreniyle karşınızdayım. Dördüncü Dünya, onun kaleminden okuyacağım son eserdir. Onun kalemini çok özleyeceğimi biliyorum. İyi ki de onu tanıdım. Yazdığım türe hakim olmasa da edebi yolculukta Betikevi gibi bana yardımcı oluyor. Esere dönersek o öykülerini genişleterek roman olabilir. Onda malzeme çok ama nasıl kullanıp
Güldürü unsurlarıyla bezelli bir distopik bilim kurgu romanın incelemesiyle karşınızdayım. Distopik demenin nedeni 2025 yılının İstanbul'unda robotlar yüzünde işsiz kalan gençlerin yaşam mücadelesi anlatılıyor bir yandan. Ogox'taki uzun paragraflara rağmen kurgudan hiç kopmadım çünkü güldürü unsuru sayesinde.
Aşk Algoritması evreninde Samet gibi
Öncelikle betiğin kapağını basit buldum. Kapakta Ogox bediz olmalıydı. Böylece okurlar, betiği okurken gözlerinin önünde Ogox canlanıverirdi. Bu betiği okurken Beşiroğlu'nun yazı evrimine tanık oldum. Ve iyi ki de bu betikle onun kalemiyle tanışmadım. Başlamadan bitecekti benim için Beşiroğlu.
Upuzun paragraflar olduğu için kimin hangi sözü
Bir Zaman Gezgininin Anıları için ilerledikçe açılan, açıldıkça derinleşen bir roman diyebilirim. Bunu yaparken de okuru bir saniye bile olsun pençesinden bırakmıyor.
İsmine baktığımızda temasının zamanda yolculuk olduğunu düşündürse de ilk yarıya gelene kadar zamanda yolculuk, belirgin bir hedefe ulaşmam için peşinde koşulan bir araçtı. İsmine ve odağına aldığı zaman temasına gelene kadar ve hatta geldikten sonra bile daha pek çok diğer bilimkurgu öğesini derince işleyerek merkezine almıştı bile. Kapağında da, içinde de zaman yolculuğunun daha derinlemesine işlenmesini arzu etsem de mevcut tarzıyla da çok iyiydi diyebilirim.
Gayet net bir amacı olan kahramanımız zaman teknolojileri uzmanlığından yola çıkarak bir isyankâra dönüşüyor. Sıkıysa yakala modeli bir kaçarsan kovalanırsın hikâyesi okuyoruz.
Murat K. Beşiroğlu, bu kitabında da kendi tarzını çok iyi işletmiş. Akıcı bir şekilde okutuyor. Eline, emeğine sağlık diyorum.