Murat Önderman sözleri ve alıntılarını, Murat Önderman kitap alıntılarını, Murat Önderman en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oysa ruh hastalarından da öğrenilecek pek çok şey var. Ruhsal hastalıkları bu baskın bakış açısı, bu konudaki ilerlemelerin önündeki en önemli engel gibi görünüyor. Belki bazı ruh hastalığı deneyimleri, insan hayatının bazı yönlerine veya boyutlarına "dalmaktan" veya saplanıp kalmaktan ileri geliyor. Örneğin şizofreni gibi bazı ruh hastalığı deneyimleri, bize insan hayatının kaçınılmaz ilişkisel boyutuna ilişkin bazı öngörülerde bulunma fırsatı ve şansı verebilir. Keza insan hayatının ahlaki boyutunu, vurgulanmış biçimleri ile belki de en iyi ancak içlerinde paranoya ve depresyonun da bulunduğu bazı ruh hastalıkları deneyimlerinde anlayabiliriz. İnsan hayatındaki kötülüğü yalıtarak betimlemekte hangi normal sıradan kişi sıradan bir borderline veya paranoid kadar başarılı olabilir?
İçsel bir otoritenin yardımıyla düzenlenmeyen psişik yapılara sahip olan bireyler, içlerindeki kaosu, tüm güçlü bir dışsal otoritenin mevcudiyeti ile dindirmek istiyorlar.
Birçok Batılı devletin toplumun üzerinde güçlü bir otoritesi yokken, toplumun içindeki otoritesi son derece güçlüdür. Bu nedenle batılılar hem daha özgür hem de daha disiplinidir.
Otoriter düşünceyle paranoid zihniyet arasındaki ortak noktalardan birini haklılığın sürekliliği ve yanılmazlık inancı oluşturuyor. Yanılmazlık inancı paranoid sabit fikirliliğin de nedeni olabilir.
İdeolojik gruplarda lider Üyeler karşısında, çocuğunu büyümeye, babasıyla Özdeşleşmeye ihtiyacı olmadığına inandırmak için ona karşı verici davranan bir annenin rolünü oynar.
Bize âşık olunmasının bizde bir rahatsızlık hissi doğurması, aslında bizi yansıtmayan bir imgemizle ilişki kurulduğunu ve bu ilişkinin sevgiden ve hayranlıktan çok idealleştirmeye dayandığını hissetmemizden ve idealleştirilmemizin aslında bu idealden ne kadar uzak olduğumuzu anlamamıza yol açmasıdır.
İngilizcedeki duygu (emotion) kelimesi, " bir şeyi kımıldatmak" anlamına gelen bir Latince kelimeden (exmovere) geliyor. Duyguların bu güdüleyici ve organize edici özellikleri, onları sosyal kontrol için de elverişli bir mekanizma haline getirir.
...."utancın, doğal olmamasına rağmen, kalıtsal olduğunu ileri süren önemli bir yaklaşım da vardır. Utanç, Jungcu psikanalitik yaklaşımda arketipal bir deneyim, evrensel-kalıtsal bir fenomen olarak görülür.