Gün batarken bir bekleme odasında
buluyoruz kendimizi
Birbirini tanımayan üç beş kişi.
Biri ıslık çalmaya çalışıyor
kesik dudaklarıyla.
Saçlarını düzeltmeye çalışıyor yanındaki
kırık parmaklarıyla.
Kimse bilmiyor kimi, neyi beklediğini.
Dışarıda çiçekler açmıştır diye düşünüyor
köşede sessizce yere çömelmiş duran.
Sessizlik kulak tırmalıyor.
Birden, hafifçe açılan kapıdan
Ölüm başını uzatıyor en
baştan çıkarıcı gülüşüyle
aramıza katılmak için...
Dünyalara sığdıramadığınız
doğumla başlayan öyle bir telaş ki
evreni sahiplenmek duygusu mu bu?
Gelirken çıplak ve yapayalnızız
bir insan eskisiyiz giderken de...
BÜLENT GÜLDAL